Özdil: Geldikleri gibi gittiler… Mustafa Kemal'le kazandık!

Özdil: Geldikleri gibi gittiler… Mustafa Kemal'le kazandık!

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olmasına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Ekrem İmamoğlu'nu köşesine alarak İmamoğlu için,"Yüreğimizdeki cam kırıklarının, çektiğimiz acıların toplamıdır Ekrem İmamoğlu… Hasretini yaşadığımız duyguların vücut bulmuş halidir" ifadelerini kullandı.

Özdil, İstanbul'da yaşananları tek tek hatırlattığı yazısında "Biz bu zaferi, semt semt, mahalle mahalle, sokak sokak bedel ödeyerek kazandık, canımızla kanımızla, alın terimizle kazandık." dedi.

Özdil'in "Sabır imecesi" başlıklı yazısı şu şekilde:

Biz bu zaferi, henüz 14 yaşındayken Okmeydanı'nda suratından vurulan o kara kaşlı güzel çocuk, Berkin'in yüreğiyle kazandık.

Arnavutköy'deki evinden, o ruhumuzu açılan kırmızı çiçekli penceresinden el sallayan Türkan Saylan'ın ilhamıyla kazandık.

Beyoğlu'nda sinagogunda dua eden Berta'nın Yona'nın Avram'ın canıyla, Şişli'deki gazetesinden çıkan Hrant'ın canıyla… Ülkeyle beraber bu şehri yöneten zihniyetin ihmalleri yüzünden kaybettiklerimizle kazandık.

Çarpık yapılaşmaya göz yumulduğu için Ayamama deresi taştığında Halkalı'da servis minibüsünün içinde boğulan tektsil işçileri Nebahat'ın Nuriye'nin Özden'in hayatlarıyla… Yandaş müteahhitin Mecidiyeköy'deki kule inşaatında dandik asansör yüzünden 36'ncı kattan çakılan Tahir'in Hıdır'ın Vahdet'in hayatlarıyla… Tuzla'da güya kurtarma filikasının tatbikatı yapılırken kum torbası yerine oturtularak denize fırlatılan tersane işçileri Emrah'ın Ramazan'ın hayatlarıyla… Zeytinburnu'daki ruhsatsız maytap fabrikasında havaya uçan Hasan'ın Kadir'in Orhan'ın Zübeyir'in hayatlarıyla… Esenyurt'ta alışveriş merkezinin inşaatında naylon çadırlardaki yatakhanede diri diri yanan Bayram'ın Çetin'in Barış'ın hayatlarıyla kazandık.

Kartal'da izinsiz kat çıkılan apartmandaki Tuana'nın Adem'in Nazan'ın Hüsniye'nin Adile'nin ezilen hayatlarıyla kazandık.

Islah edilmeyen dereler yüzünden Selimpaşa'da sel sularına kapılan iki yaşındaki Dila'nın yaşayamadığı hayatıyla, Şirinevler'de rögar kapağı olmadığı için kanalizasyona düşen ve cansız bedeni Ataköy'den çıkan beş yaşındaki Dilara'nın heba edilen hayatıyla kazandık.

Ümraniye'de el bombaları bulundu yalanıyla, Poyrazköy'de lav silahları bulundu palavrasıyla, Beşiktaş adliyesinde maruz kaldığımız hukuk cinayetleriyle, asrın iftirasına tahammül edemeyip Beylerbeyi'ndeki lojmanında kafasına sıkan Ali Tatar'ın onuruyla, toplama kampı Silivri'de öldürülen Kaşif Kozinoğlu'nun madalyalarıyla, Maltepe'de Hasdal'da Hadımköy'de esir tutulan kahramanlarımızla kazandık.

Suriyeliler Taksim'de yılbaşı kutlaması yaparken, Florya plajında nargile içerken, Polonezköy'de mangal yaparken, Fatih'te Bağcılar'da dükkan açarken, İstinye'de arazi satın alırken, Suriye'de şehit düşüp Edirnekapı'da toprağa verilen Muhammed'le kazandık.

Zincirlikuyu'ya uğurlanırken “Atatürk'le kalın, Cumhuriyet'le kalın, hoşçakalın” diyen Levent Kırca'yla kazandık.
Dolmabahçe sanatçıları el pençe divan dururken, sarayın yanında değil, halkın yanında yeralan, toplumsal moralimizde başrol oynayan Bakırköy'ün delikanlısı “jön Türk” Tarık Akan'la kazandık.
“Yobazın olmadığı her yer cennettir, kadın yaktınız, ozan yaktınız, köpek yaktınız, orman yaktınız, yobaz varken cehenneme gerek yok” diyen, ve bugün eminim Kanlıca'da yattığı yerden “nihayet birader” diyen Yaşar Nuri Öztürk'le kazandık.

Biz bu zaferi, semt semt, mahalle mahalle, sokak sokak bedel ödeyerek kazandık, canımızla kanımızla, alın terimizle kazandık.

Onca kahır, onca keder, onca ızdırap… Sabır imecesiyle kazandık.

(Yüreğimizdeki cam kırıklarının, çektiğimiz acıların toplamıdır Ekrem İmamoğlu… Hasretini yaşadığımız duyguların vücut bulmuş halidir.)

İstanbul'un fethini kutladılar.
İstanbul'un kurtuluşunu kutlamadılar.
E, geldikleri gibi gittiler…
Mustafa Kemal'le kazandık!