Star Wars alaturka

‘Yenilikçi’ sloganını tanıtımlarında haykıran kanalımız, acayip yenilikçi (!) bir yarışmayı daha ekranlara taşıyor. Kanalın yeni yönetim kadrosu, Popstar Alaturka’nın isim hakkını elinde bulunduran Osmantan Erkır ile el sıkıştı. Sanki ‘acur-bucur’ saçmalıklar yetmiyormuş gibi…

Yarışmadan yeni yıldızlar çıkar mı? Daha açık bir ifadeyle ‘yırtan’, kestirmeden ünlü ve zengin olan bulunur mu, bilemem. Belki de Abidin ve Firdevs gibi ‘çakma’ şöhretleri yarım kalan, Bayhan gibi cezaeviyle tanışan yeni mağdurlar çıkacak ortaya… En şanslıları ise Bülent Ersoy hanımefendi ile gönül ilişkisi yaşayacak yarışmacılar olacak kuşkusuz!

Ama jüri üyelerinin servetlerine büyük katkılar yapacağı kesin… Umudumuz, ‘ev gözetleme’ ve ‘gelin-kaynana’ formatlarının geri dönmemesi… Bu yapımlardan hayatımıza ok gibi fırlayan; kafasında tabak-çanak kıran Caner ile kaynana Semra ve intihar eden oğlu Ata, ruh dünyamızın fabrika ayarlarıyla yeterince oynadı!

JÜRİDE İKİ YENİ İSİM

Sunuculuğunu kuvvetle muhtemel yine (patron) Osman Tan Erkır’ın yapacağı program jürisinde, Bülent Ersoy ve Orhan Gencebay yerini koruyor. Yapımcı Armağan Çağlayan jüriden giden isimlerden... Evlenip, bebek sahibi olan Ebru Gündeş de jüride yok. Neden olsun ki?  Gündeş’in eşi 1,5 tonluk altınları uçaklarla taşıyan dünyaca ünlü bir sarraf. Çiftin minik kızlarının emziği bile altından… Bilmem anlatabildim mi?
Jürinin yeni isimleri ise pop şarkıcıları Demet Akalın ve Serdar Ortaç…  Peki, neden seçildi bu yetenek avcıları, yıldız adaylarına ne öğretecekler? Zannımca Demet Akalın, ‘sahnede nasıl giyinmeli, zaten soyunacağız niye giyinelim ki’ tadında yardımcı olacak. Akalın sayesinde programın kostüm bütçesinin en aza ineceği de garanti. Çünkü genç solist, ‘en az kumaşla en iyi nasıl örtünülür’ konusunda tam bir uzman.
Serdar Ortaç da olsa olsa ‘kız tavlama sanatı’ hakkında engin deneyimlerini aktaracak. Ama hakkıdır; koca bir minibüs dolusu sarışın hatunlarla gezen pop üstadı, haremiyle Sultan Süleyman ve Adnan Hoca’yı bile kıskandırdı!

PARAYA BAK BE…

Magazin sayfalarında çıkan haberlere göre Bülent Ersoy, Orhan Gencebay, Demet Akalın ve Serdar Ortaç, jüri üyeliği karşılığında haftalık 100’er bin lira alacaklar. Yani kişi başına aylık 400 bin lira kazanacaklar. Tüm starların aylık toplam maaşı ise 1 milyon 600 bin lirayı bulacak. Program yıldızlarının bu paranın yanı sıra reklam gelirlerinden de pay alacağı söyleniyor.

SONRADAN ALATURKA…

Şimdi de her genç kız ve erkeğin, ‘kaderin gariban kılıklı ve yoksul sesli perdesini’ yırtmak için kılavuz edindiği programın hikâyesini hatırlayalım. İngiltere'de ‘Pop Idol’ adıyla yayınlanan yarışma, Fransa, Almanya, Hollanda, Yunanistan,  ABD, Avustralya, Estonya ve Kanada televizyonlarına uyarlandı. Büyük reytingler alan format, diğer idol yarışmalarına öncülük etti.

Bizim yapımcılarla keşfi gecikmeyen format, Haldun Dormen ve Gamze Özçelik'in sunuculuğuyla yıllar önce televizyonlarımızla tanıştı. Jüride Armağan Çağlayan, Ercan Saatçi, Ahmet San, Deniz Seki yer aldı.
Bu denemenin birincisi Abidin Özşahin, ikinci Firdevs Güneş, üçüncü ise Bayhan Gürhan oldu. Popstar yarışması sonradan Türkstar adını alarak ekranlarda boy göstermeyi sürdürdü. Son olarak da ‘Popstar Alaturka’ adıyla Arabesk-Pop Müzik ‘yıldızları’ yetiştiren bir yarışmaya dönüştü.

AĞLATAN ACI GERÇEKLER…

Yıldız membağı kanalımız, yeni Bayhan’lar keşfetmekte kararlı. Peki, eski yarışmanın ‘Popstar’larının sonu ne oldu, merak eden var mı?

Yarışmanın birincisi Abidin;  Aşktan Yana albümünü çıkarttı. 150 binin üzerinde sattı ama o albümden para kazanmadı. Abidin, albüm sayesinde köylerden kasabalara kadar gidebildiği her yerde 200’e yakın konser verdi. Hiçbir festivale hayır demedi. Kulüplerde çıkmayı tercih etmese de yine de sahne alıyor.
İkinci ‘star’ Firdevs; yarışma ile gelen şöhreti iyi değerlendirip hemen albüm çıkardı. Onun albümü de diğerlerininki gibi beklenen ilgiyi görmedi. Firdevs şimdi Anadolu şehirlerinde ikinci sınıf kulüplerde sahne alıyor. Festival festival dolaşıyor…

Ve yarışmayı üçüncü olarak tamamlamasına karşın en çok gündemde kalan isim Bayhan! Hint ezgilerine yakın sesler çıkaran gırtlağı ve iç acıtan yaşam öyküsüyle ünlenen Bayhan, sabun köpüğü yıldızlar dünyasına katıldı. 'Hayal Edemiyorum' adlı albümü ilgi görmeyince ‘şöhret bunalımı’ yaşayan genç solist, Kadıköy'de asayiş uygulamasından kaçan arkadaşlarıyla birlikte polisle çatıştı. Polis, Bayhan ve arkadaşlarını yakaladı.
Şöhret kuyusuna düşerken demir parmaklıklara tutunan Bayhan, yıllar sonra dizi yıldızı olarak çıktı karşımıza. Samanyolu televizyonunda Ramazan ayında yayınlanan ‘Kendimize Doğru’ adlı dizide, bakaya asker Ayhan rolüyle ekranlara döndü. Işıklı sahnelerde şarkı söyleyemese de, dizideki babasının eski imam olması nedeniyle sık sık camilerde ezan ve ilahi okudu!..

Böyle olur AKP'nin Sevgililer Günü...

Bireysel tüketimi pompalasa da; kadınların romantizm damarını kabartıp, erkeklere yeni bir ‘fırça’ nedeni oluşturan Sevgililer Günü kutlamaları, bu yıl kadına şiddet protestolarına dönüştü.
Resmi rakamlar, tüm dünyada sokaklara dökülüp dans eden kadınların Türkiye yansımasından AKP’nin sorumlu olduğunu gösteriyor. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 2002-2009 yılları arasındaki 7 yıllık AKP iktidarında, kadın cinayetleri yüzde 1400 oranında artış gösterdi. Dünya Ekonomik Forumu 2011 raporu ise, kadın-erkek eşitliğinde Türkiye’nin 135 ülke arasında 132’inci sırada olduğunu ortaya koydu.

MEDYANIN YAPMASI GEREKEN


Alışveriş çılgınlığını körükleyen televizyonlarımıza, 30-40’ar sayfa özel ekler yayınlayan gazetelerimiz eklendi. Reklam gelirine dönüş amaçlı röportajların büyük bölümünde, ‘kadına dönük şiddet’ işlendi. Keşke, bu yayınlara harcanan paranın en azından bir bölümüyle, aynı konuyu işleyen konferans ve paneller düzenlenebilseydi… Ne diyelim, belki önmüzdeki yıl biz yaparız!

Reklam mağduru türkü

Reklam gelirini arttırıcı stratejilerine tavan yaptıran televizyonlar, dizilerin sonunda yeni bir uygulama başlattı: Final sahnesinde girilen 15 dakikalık reklam kuşağının ardından bir tanıtım gir, yeniden reklama geç!

TUTUNACA DALIN MI KALDI...

Kanal D ise bu taktiği bir adım daha ileriye götürerek işi abarttı. Son haftalarda kafa dizilerinin gün ve saatlerinde fazlaca oynayarak tepki çeken kanal; Kuzey Güney adlı yapımın saat 22.00’ye alınan Çarşamba günkü ilk bölümünde, son 45 dakikaya tam 3 reklam kuşağı sığdırdı.

CANIM TÜRKÜYE YAZIK OLDU!

Tepki çeken final 45’liği, yeniden cezaevine düşen Kuzey’in koğuştaki ranzasına yaslanmasıyla başladı. Karşı ranzadaki sakallı bir mahkûm aldı sözü; “Deli gönül hangi dala konarsın” diye başladı. Ancak, bu yanık ses reklam cıngılıyla karıştı. 15 dakika arayla, “Senin tutunacak dalın mı kaldı” nağmesi ve bir sonraki “Bülbüller ötecek bağın mı kaldı” dizesi de reklam kuşağına kurban gitti. Aşık Ekberi’nin canım türküsüne yazık oldu!

Önceki ve Sonraki Yazılar