Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

GEÇÇEK Mİ?

Bornova stadının merdivenlerinden inenlerin hepsinin gözleri ışıldıyordu. Maçta bağırmaktan çatallaşmış sesler, son dakikada gelen golle tamamen kısılmıştı. İnsanlar adeta gözleri ile birbirlerini kutluyor, maçı uzaktan izlemiş eski dostlar merdivenlerde karşılaştıklarında hiçbir şey söylemeden kucaklaşıyorlardı. Etrafıma bakıyordum Namık abiyi, Kenan abiyi, Gürsel’i bunca yıl bu kadar mutlu görmüş müydüm diye kendime soruyordum. Onların mutlu hali, mutluluğum gerçek olduğunun, bunun bir hayal olmadığının kanıtıydı adeta. 

Merdivenleri henüz bitirmiş, stat kapısından dışarı çıkıyorken tüm telefonların bipleyen sesi ve titreşimi ile herkes telefonlarına yöneldi. İnsanların gözündeki mutluluk ekranları aydınlatıyordu. Maçkolik, Beinsports aklınıza gelen tüm spor sitelerinden gelen mesajda ‘Beşiktaş’ı deviren Altay, liderliği rakibinden devraldı’ yazıyordu. Kalabalıkta son sesimle Can’a seslendim: ‘Ekran resmini al bunun ve sakla. Çocuklarımız inanmayabilir ilerde.’ Bembeyaz bir geceydi, her yer ışıl ışıldı. 

Aradan yıllar geçmedi. Aynı sezonun ikinci yarısındaki Beşiktaş maçı dün oynandı. Sanki ilk maçın üzerinden asır geçmiş gibiydi. Yirmi takımlı ligde ondokuzuncu olarak sahaya çıktı Altay. Kazanması gerekiyordu ama kazanmak için hiçbir şey yapmadı. Tıp ki bir önceki hafta evinde, kendinden bir üst sıradaki rakibiyle oynadığı maçtaki gibi. İyi mücadele etti mi? Birçok oyuncu elinden gelenin fazlasını yaptı belki de. Ama yetiyor mu? Maalesef yetmiyor. Kapkara bir gece, kapkara yarınların işareti gibi. Bu kara gecede Altay adına parlayan tek şey Kazımcan Karataş idi. 

Mesut Toros Hoca, alt liglerin en etkili hocalarındandır. Geçen sezon, elinin sihriyle, Nazillispor’u şampiyon yapması ülke gündemine oturmuştu. Sezon başında Amedspor’daydı tecrübeli hoca. Baktı ki Altay’ın parlayan yıldızının kulüpte değerini bilen yok, çok istedi transferini yapmaya. Kulüp de Kazımcan’ı göndermek için yer arıyordu zaten. O gün, Mesut Hoca Amedspor’da değil de başka herhangi bir takımın başında olsaydı, şimdi Kazımcan o takım için gollerini sıralıyordu belki de. İster Erzincan, ister Nazilli, ister Turgutlu olsun. Ama Amedspor’un liglerdeki kendine has durumu nedeniyle tereddüt edildi. Genç milli takımın değişmez oyuncusu bu kulüpte forma giyerse yine ay-yıldızı görebilir miydi? Ya da gittiği her deplasmanda tacize uğrayan bir kulübün kendini geliştirmek için orada bulunan genç oyuncusu bu yükü kaldırabilir miydi? Mesut Hoca, insanların avucunun içindeyken değerini görmezden geldikleri mücevherin değerinin farkındaydı ama olmadı. Hoca kırılmasın ama iyi ki de olmadı. 

Sonra üçüncü ligdeki Bergama’daki dostlarımızdan bir haber geldi. Kazımcan’ın ağabeyi kaleci Eren Bergama ile anlaşmıştı. Ama Bergamada’ki dostlarım şunu iddia ediyorlardı. Menajer Metin olarak tanınan kişi Kazımcan’ı da Bergamaspor’a getirecekti ve bunun sözünü vermişti. Hatta bunun için Bergama yöneticisi dağıtıcılığını yaptığı iş araçlarından birini alıp götürün diyerek, Kazımcan’ı ne kadar istediklerini belli ediyordu. Trabzonspor’un iki yıl önce teklif yaptığında komisyoncuların yamyamlığından transferi olmayan, Galatasaray’ın ısrarla istediği oyuncu üçüncü ligde hiçbir iddiası olmayan bir takıma verilmek isteniyordu. Neyse ki birileri oyuncuyu göndermek isteyen yöneticiye, menajere direndi de Metin Kurt’u geçmişte göz göre yitiren Altay, belki de gelecekte büyük yerlerde olacak bir oyuncusunu bu sefer yitirmedi. O oyuncu, şimdi yıldız gibi parlıyor. 

Ülke bir hafta boyunca Tarkan’ın ‘Geççek’ şarkısını konuştu. Kimine umut oldu. Kimi esen rüzgardan nem kaptığı ve aykırı bir ses duymaya tahammülü olmadığı için kıl oldu. Hayatımızda her şeyi Altay ile yorumlayan bizlerde ise akıllarda şu soru oluştu. Bu günler geççek mi?

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar