‘ZİHNİYETİNİZİ’ GÖZDEN GEÇİRME FIRSATI

Bir baba ve oğlu trafik kazası geçiriyor.

Baba olay yerinde hayatını kaybediyor.

Oğlu ise ağır yaralı…

Ambulans geliyor; çocuk hastaneye götürülüyor.

Ama durumu kritik. Acil ameliyata alınması gerek!

Tüm doktorlar panik halinde…

Ama çocuğun şansına hastanede müthiş bir doktor var.

Ülkenin en ünlü ve başarılı cerrahı.

Çocuğu ancak o kurtarabilir!

Nefesler tutuluyor, ünlü cerrah ameliyathaneye giriyor.

Ancak çocuğu görünce ‘onu ameliyat edemem. Bu çocuk benim oğlum’ diyor.

Bu nasıl olabilir?

***

Bu hikâyeyi üniversitede bir hocam anlatmıştı...

Sınıftan gelen yanıtlarsa dün gibi aklımda…

‘Ölen, çocuğun üvey babasıymış’!

‘Çocuğun babası onu kurtarmak için geri dönmüş’!

‘Baba aslında ölmemiş; hayatını kaybeden, arabanın şoförüymüş’!

Zihnini zorlayıp babanın bir ikiz kardeşi olduğuna ilişkin uzunca bir senaryo yazan vardı düşünün!

***

Peki sizin yanıtınız ne oldu?

Cevap için bir süre beklediniz mi?

Sizin de hayal gücünüz ruhlar alemine kadar uzandı mı merak ediyorum!

Yoksa hala doktorun kim olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Üzülmeyin yalnız değilsiniz…

Bir araştırmaya göre bu soruya doğru yanıtı verenlerin oranı yüzde 15 düzeyinde.

Eğer hikâyeyi duyduğunuz anda ‘doktor çocuğun annesi’ yanıtını verebildiyseniz, siz de o yüzde 15’lik dilimin içindesiniz.

Ancak zihniniz ısrarla bir kadının başarılı bir cerrah olabileceği ihtimalini yok saydıysa endişelenmelisiniz.

***

Şüphesiz bu zihniyet kendi kendine gelişmiyor.

Kadınlara sırf ‘kadın olmalarından’ ötürü yapıştırılan yüzlerce etiket var.

Bunların başında ‘annelik’ geliyor.

Dahası…

Kadınların birer renk olduğu ve girdikleri ortamı güzelleştirdikleri,

Kadınların duygusal ve kırılgan canlılar oldukları,

Kadınların korunmaya muhtaçlıkları…

Ve nihayet kadınların pozitif anlamda ‘ayrıcalıklandırılmaları’…

Her zaman söyledim, bir kez daha söylüyorum…

‘Pozitif ayrımcılık’ da bir ayrımcılık türüdür.

Kadınların, ‘niyet iyi olsa da’ bu türden bir ayrımcılığa HİÇ ihtiyacı yok!

Kadınların önce kendi zihniyetlerini, sonra da erkeklerinkini sorgulamaya ihtiyaçları var!

***

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bu sorgulama için önemli bir fırsat.

Çünkü…

8 Mart, haksızlığa karşı yumruğunu masaya vuran kadınların günü.

8 Mart, adalet uğruna ölümü göze alabilen kadınların günü. 

8 Mart, üretmeden tüketen değil; ancak üreterek var olabilen kadınların günü.

8 Mart, emek ve alın terinin ne demek olduğunu bilen kadınların günü!

8 Mart, her şeye rağmen direnen GÜÇLÜ kadınların günü!

O yüzden…

Bugünün minnoş bir ‘sevgililer günü’ kutlamasına dönüşmesine izin vermeyin!

Eğer illa çiçek verecekseniz, 8 Mart ruhuna yakışan kadınlara verin!

Önceki ve Sonraki Yazılar