KUR KORUMALI MEVDUAT GERÇEKLERİ

Amerikan edebiyatının önemli mizah ve roman yazarlarından birisi aynı zamanda  öğretmen olan Samuel L. Clemens’e (1835–1910), -daha çok Mark Twain olarak bilinir- ait bir söz var.

“Rakamlar yalan söylemez, insanlar rakamlarla yalan söyler”

Bu kısa fakat çok anlamlı cümle hayatın her alanında geçerli ama ülkemiz özelinde en fazla kullanıldığı alan kanaatimce Türkiye Ekonomisi.

Neden mi?

2021 yılında Türkiye Ekonomisi alanında yaşadıklarımız; ister döviz kurları, faizler ve enflasyon oranları isterse işsizlik ve ekonomik büyüme rakamlarının anlattıkları bize iki yüz yıl önce söylenmiş yukarıdaki cümleyi bir kez daha hatırlattı. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, son 10 günde, 20 Aralık-30 Aralık arası yaşadıklarımız bu yalın gerçeği gözümüze bir kez daha gösterdi. 

Bilindiği üzere, 20 Aralık 2021 günü Bakanlar Toplantısı sonrası akşam saatlerinde hükümet tarafından Yeni Ekonomik Model (YEM) çerçevesinde uygulanan düşük faiz politikası gereği Eylül-Aralık arası faiz indirimlerini takiben döviz kurlarında çok hızlı değer kayıpları ve mevduat hesaplarından çıkışlar yaşanınca Kur Korumalı Mevduat (KKM) veya DEM adıyla yeni bir finansal araç devreye sokuldu.

Bu yeni finansal araç, kısaca; tasarrufların TL olarak tutulmasını, TL'nin  dövize karşı değer kaybı olursa bu farkın tasarruf sahiplerine döviz mevduatlarında TCMB tarafından, TL mevduatlarında ise Hazine tarafından ödenmesini öngörmekte. 

Bu yeni sistem açıklandığı akşam saatlerinde döviz kurları tepetaklak aşağıya gitti, dolar kuru 18 liradan 11 liraya kadar düştü. 21 Aralık sabahında ise dolar kuru bir ara 10,5 TL’ye kadar düşüşünü sürdürdü. Bu, neredeyse 12 saatte TL’nin yüzde 40 değer kazanması anlamına gelmekteydi. 

20-21 Aralık arası ne oldu da döviz kurları bu kadar düştü?. Yeni mevduat sistemi akşam saatlerinde piyasalar kapalı iken bu ölçekte etkili olmuş ve döviz hesaplarından TL’ye dönüşüm mü gerçekleşmişti?. O akşam şahsen ben dahil pek çok kişi, akademisyen, iktisatçı, finansal analist daha sistemin nasıl işleyeceğini anlamaya çalışırken ve sistemi açıklayıcı herhangi bir tebliğ veya yönetmelik yok iken ne olmuştu da Türk lirasında bayram havası yaşanmıştı?. 

Sevgili okurlar;

Yaklaşık bir haftadır başta Hazine ve Maliye Bakanı Sn. N. Nebati olmak üzere diğer yetkililer daha doğrusu siyasiler; 20 Aralık akşamı Sn. Cumhurbaşkanının açıklamaları sonrasında içeride ve dışarıda büyük bir hareketlilik yaşandığını, bireylerin dolardan TL’ye döndüğünü, bankaların mobil hesapları üzerinden çok fazla işlem yapıldığını, 21 Aralık günü ise piyasaların açılmasıyla birlikte aynı eğilimin devam ettiğini, ayrıca pek çok vatandaşın döviz bürolarının önünde kuyruklar oluşturarak döviz bozdurduğunu, doların üzerindeki köpüğün alındığını ve milletin tekrar iktidara güvendiğini açıkladılar. Bu bağlamda, sürekli artan rakamlarla yeni Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine ve YEM’e dair güzellemeler yaptılar. 

Ancak, dün, 30 Aralık 2021 Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK verileri başka bir şeyi, yani gerçekleri anlatıyordu. Neydi bu gerçekler; (bu vesileyle belirtmek isterim ki, bu haftaki yazımı bu nedenle bugüne bırakmıştım) 

Kur korumalı TL vadeli mevduatın duyurulduğu 24 Aralık haftasında yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları  yükselmiş. Evet aynen böyle. 
Merkez Bankası verilerine göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 1,2 milyar dolarlık artışla 239 milyar dolara çıkmış. Gerçek kişilerin döviz mevduatları 430 milyon dolar düşüşle 146,1 milyar dolara gerilemiş. Parite etkisinden arındırıldığında bu düşüş 136 milyon dolara tekabül etmekte. Tüzel kişiler ise yani şirketler, kurumlar, aynı dönemde mevduatlarını 1,6 milyar dolar artışla 92,9 milyar dolara çıkarmışlar.

Başka ne olmuş, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası net rezervleri 24 Aralık haftasında düşüş yaşamaya devam etmiş, net rezervler 12,2 milyar dolardan 8,6 milyar dolara gerilemiş.  İsterseniz bir tabloyla ve Bloomberg’in grafiği ile  açıklayalım. 

 
TCMB Bilançosunun bize anlattığı rezervlerdeki gerilemenin devam ettiği yönünde.  Kur korumalı TL mevduatın devreye girdiği 24 Aralık haftasında brüt rezervler 110,8 milyar dolara gerilemiş. Bir önceki hafta bu rakam 116,5 milyar $ . 10 Aralıkta ise brüt rezervler 123 milyar $.  Net rezervler, 20 Aralık-24 Aralık haftası 12,2 milyar dolardan 8,6 milyar dolara gerilemiş durumda. 
Şimdi cevabını aradığımız soru şu; yukarıdaki TCMB bilançosu aylık değişimi ve BDDK verilerine göre son 10-15 gün içerisinde kamudan kaynaklı dövize şok müdahaleler silsilesi mi var, yoksa bu yeni programın ve finansal aracın bu kadar kısa dönemde toplum tarafından kabul görmesi, finansal piyasalarda yeniden güven ve istikrarın sağlanması mı? Keşke öyle olsa, güven ve istikrar olsa, keşke rakamlarda gözlerdeki ışıltıya yer açsa. 
Bu ülke insanıı doğruyu, güveni, mutlu olmayı fazlasıyla hak etmekte, ama bu rakamlarla -------- olmuyor, doğrularla yüzleşmeyle, bilimle, iktisat biliminin yıllara sari doğrularını kabul etmekle olabilir. Haftaya doğruları yazmaya, başka rakamsal doğrularla yazmaya devam edeceğiz. 

Başlangıçta ne demiştik? Mark Twain’in sözü en fazla Türkiye’de ve Türkiye ekonomisinde geçerli değil mi?  

Yeni yılda ülkemizde doğruların hayatımızda yer etmesi temennisiyle tüm okurlara sağlık ve mutluluklar dilerim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar