MEMLEKET GÜNDEMİNDEN -2-SEÇİM NE ZAMAN?

Geçen haftaki yazıda memleket izlenimlerini anlatırken sohbetlerin ana gündem maddeleri, döviz kurlarından ve erken seçim olur mu sorularından bahsetmiştik. Dolar geçen hafta yeniden ve güçlü bir şekilde hareketlendi ve devam ediyor. Bugün ise erken seçim olur mu sorusuna cevap aramak istiyoruz.

Sevgili dostlar;

Erken seçim olur mu sorularına şahsen “hukuki açıdan mı, yoksa siyasi açıdan mı” diye cevap veriyorum. Biraz daha konuyu açarsak; hukuken seçim 2023 den önce örneğin 2022 yılı Kasım-Aralık aylarında, siyasi açıdan bakınca 2023 Haziran ayında” yapılır diye cevap veriyorum. Ne demek bu?

Hukuki açıdan bakıldığında seçimin normal zamanı olan 2023 yılı Haziran ayından önce yapılması gerekiyor. Çünkü Anayasa’da Cumhurbaşkanlığı Seçimini düzenleyen maddeler açıkça bunu gösteriyor. Şöyle ki;

“Cumhurbaşkanı, Adaylık Seçimi

Madde 101 – (Değişik: 21/1/2017-6771/7 Md.) Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir”

Yukarıdaki Anayasanın 101 inci maddesinde bir kimsenin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu noktada zaman zaman söz konusu bu düzenlemenin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde geçerli olabileceği şeklinde beyanlar duyulmakta veya yazılmaktadır. Bizler hukukçu değiliz, ancak üniversitede Anayasa Hukuku ve Hukuka Giriş derslerinden öğrendiğimiz kadarıyla anladığımız, maddede açıkça “bir kimse” ve “en fazla iki defa” ibareleri yer almakta, sistemden, Cumhurbaşkanlığı Sisteminden herhangi bir bahis yer almamakta ve açıkça sistem değil “bir kimse” ve “en fazla” kelimeleri zikredilmektedir. Nitekim, maddenin bu şekliyle bir tereddüt oluşturabileceği düşüncesiyle bir düzenleme daha yapılmıştır. Anayasanın 54 üncü maddesi,

54 Madde 116 – (Değişik: 21/1/2017-6771/11 Md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.

İşte tüm bu Anayasa maddeleri hükümleri gereğince Sn. Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanlığına aday olabilmesi için seçimin 2023 Haziran ayından önce yapılması gerekir. Seçimin normal vaktine kalması halinde her ne kadar Anayasanın ilgili maddeleri üzerinde hukuken tartışmalar yaşansa da, kararı Yüksek Seçim Kurulu verecek olduğuna, YSK’nın kararlarını da az çok bildiğimize, ülkedeki genel hukuk uygulama-ma-larını bildiğimize göre adaylık konusunda bir sıkıntı oluşmayacaktır denebilir. Bu türden bir söyleme “bu ülke bir hukuk devletidir” olmaz diyemiyorum. Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmayan, Anayasa hükümlerine saygı duyulmayan bir ülkenin “Anayasal bir devlet” olduğuna inanılıyorsa, ne diyelim, olur, bal gibi de olur.

Gelelim, siyasi açıdan seçimin ne zaman olacağına.

Siyasi açıdan seçimlerin sonuçlarını etkileyecek en önemli konu ekonomidir, ekonomin genel görünümüdür. Yoksa Başkanlık Sistemi tartışmaları, toplumun adalete duyduğu güvensizlik, dış politikada yaşanan tartışmalar, pandemi dönemi ve sonrasında yaşananlar bu ülke de seçimleri çok fazla etkilemez, seçimlerin sonucunu büyük oranda ekonomik durum, işsizlik, yüksek enflasyon, güvensizlik, biraz da terör ve güvenlik duyguları belirler. Tüm bu etkenlerin şu anda iktidarın aleyhine işlediği hemen hemen herkes tarafından görülmekte. Bunun en büyük delili de birkaç gün önce Sn. Cumhurbaşkanı tarafından söylenen “Ben artık anket şirketlerine ve anketlerine güvenmiyorum” cümlesinde saklı.

Sevgili okurlar;

Seçimin ne zaman yapılacağına dair tartışmalarda gözden kaçan bir şey daha var. Seçimlerin siyaseten 2023’e normal zamanına bırakılması durumunda yukarıda bahsettiğim hukuki tartışmaların olmasının iktidar ve özellikle Sn. Erdoğan tarafından istenebilir olması durumu. Daha açık bir ifadeyle, seçimler normal zamanına bırakıldığında muhalefet ve bazı çevreler, hukukçular Sn. Cumhurbaşkanının üçüncü defa aday olamayacağı yönünde itirazlarını dile getirmeye başladığında bundan iktidarın mağduriyet algısı oluşturma beklentileri. Hatırlayalım, 2002 seçimlerinde Sn. Erdoğan’ın milletvekili olmasının yargı yoluyla engellenmesi ve 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde TBMM’de yaşanan salt çoğunluk tartışmaları sonucu Anayasa Mahkemesinin aldığı kararlar sonrası oluşan mağduriyet duyguları. Seçimler 2023 Haziran ayına kaldığında benzer şekilde “Milletin adamı engelleniyor, Ümmetin Liderine Kumpas, Demokrasiye Darbe” söylemleriyle mağduriyet ve mazlumiyet oluşturulması. İktidar bunu ister mi, ister, bekler mi, bekler.

Buradan hatırlatmak isterim ki, milletin karnı açken bu türden mağduriyetler işe yaramaz, bu sefer “yeter, çok oldu artık, eskidin, düş yakamızdan” denebilir. Sorarım size, 2018 Haziran seçimlerinden sadece dokuz ay sonra gidilen Yerel Seçimlerde Büyükşehirleri özellikle de İstanbul’u kaybettiren en önemli etken ekonomik verilerdi, dövizin krize neden olmasıydı, enflasyon oranlarında yaşananlardı.

Ezcümle, kanaatim o ki, hukuken de, siyaseten de seçimler önümüzdeki yıl, 2022 yılı sonunu göstermekte, 2023 yılına kalmaz. Geleneklerimiz de o yönde, sonuçta 6-7 öncesi seçimler çok da erken seçim sayılmaz. Ne dersiniz sevgili okurlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar