Buket Işıkdoğan Köse

Buket Işıkdoğan Köse

HIDIRELLEZ / HIDRELLEZ

    İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar, Ortadoğu ve Orta Asya’da da kutlanır hıdrellez.

   Peki neydi hıdrellez.?

   Hristiyanlarda Aya Yorgi Günü, Katoliklerde Saint George Günü, Müslümanlarda Hıdrellez, Romanlar için Kakava Bayramı…

   İsmi ve Ritüelleri farklı olsa da kökeni MÖ’lere dayanan bu kutlamalar baharın gelişi ve doğanın kendini yenilemesi içindir.

   Yazılı ya da sözlü en eski ritüellerin Mezopotamya’daki Ur şehrinde yapıldığı bilinmektedir.

   Farklı inanışlardaki bahar bayramı öykülerini araştırdım.

   Eski Yunanlılar baharın gelişini yeraltı dünyasına kaçırılan güzel Persephone’ un annesi Demeter’ le yılda bir kez buluşması olarak betimlemişlerdir. Anne ve kızı buluştuğunda doğa canlanır, bahar gelir.

   Müslümanlar ’da ise; rivayete göre Hızır, İlyas ve İskender (Zülkarneyn / Abu_u Hayat) ölümsüzlük suyunu bulmak üzere yola çıkarlar. Belli bir zaman sonra üç ayrı yöne giderek ölümsüzlük suyunu ayrı ayrı aramaya karar verirler. Bir süre sonra Hızır ve İlyas’ın yolları kesişir. Birlikte yollarına devam ederler. Zulumat (Karanlıklar) ülkesine ulaştıklarında bir çeşmenin başında durup yemek yemeye karar verirler. Yanlarında getirdikleri kurutulmuş balığı yemek üzereyken çeşmeden akan su balığa sıçrar. Balık bir anda canlanıp suyun içine atlar. Böylece Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyunu bulduklarını anlarlar. Suyu içerler. O sırada bir melek gelir ve kıyamete kadar yaşayacaklarını, yaşadıkları sürece insanlara yardım edeceklerini bildirir. Hızır karadaki, İlyas sa denizdeki insanların yardımcısı olur.

   Her yıl Hıdrellez günü yani altı Mayıs'ta Hızır ve İlyas’ın buluştuklarına, onların buluşmasıyla da ölü toprağın canlandığına inanılır.

   Romanlar için Hıdrellez Bayramı bambaşka anlamlar içerir. Çingenelerin altı Mayıs’ta kutladıkları Bayram Kakava Bayramıdır. Hapis olduğu sulardan çıkarak kendilerini zalim düşmanlardan kurtaran kahramanları Baba Fingo’ya şükranlarını sundukları kutlamalardır.

   Efsane şöyledir:

   Antik Mısır’da Firavunun zulmü altındaki halklardan biri de daima hor görünen Koptlar yani çingenelerdir. İnanışa göre Hz. Musa’nın mucizesi gerçekleştiğinde, yani Kızıldeniz ikiye ayrılıp Musa ve inananları karşıya geçtiğinde, firavunun ordusu arasında yer alan ve liderleri Baba Fingo olan çingene gurupta suyun kapanmasıyla yok olur. Baba Fingo ölmez ama lanetlenir ve su tarafından esir edilir. Çingene halkı bu lanetin baharda kalkacağına ve Baba Fingo’nu esir gününün sona ereceğine inanırlar. Onu karşılamak için de su kenarlarında toplanırlar.

   Zamanla yaşadıkları Coğrafyanın gelenekleriyle kendi geleneklerini birleştiren Romenler, hıdrellez Günlerini renkli kıyafetleri, danslarıyla tam bir bahar şenliğine dönüştürürler…

   Peki neydi hıdrellez.?

   Hristiyanlarda Aya Yorgi Günü, Katoliklerde Saint George Günü, Müslümanlarda Hıdrellez, Romanlar için Kakava Bayramı…

   İsmi ve Ritüelleri farklı olsa da kökeni MÖ’lere dayanan bu kutlamalar baharın gelişi ve doğanın kendini yenilemesi içindir.

   Yazılı ya da sözlü en eski ritüellerin Mezopotamya’daki Ur şehrinde yapıldığı bilinmektedir.

   Farklı inanışlardaki bahar bayramı öykülerini araştırdım.

   Eski Yunanlılar baharın gelişini yeraltı dünyasına kaçırılan güzel Persephone’ un annesi Demeter’ le yılda bir kez buluşması olarak betimlemişlerdir. Anne ve kızı buluştuğunda doğa canlanır, bahar gelir.

   Müslümanlar ’da ise; rivayete göre Hızır, İlyas ve İskender (Zülkarneyn / Abu_u Hayat) ölümsüzlük suyunu bulmak üzere yola çıkarlar. Belli bir zaman sonra üç ayrı yöne giderek ölümsüzlük suyunu ayrı ayrı aramaya karar verirler. Bir süre sonra Hızır ve İlyas’ın yolları kesişir. Birlikte yollarına devam ederler. Zulumat (Karanlıklar) ülkesine ulaştıklarında bir çeşmenin başında durup yemek yemeye karar verirler. Yanlarında getirdikleri kurutulmuş balığı yemek üzereyken çeşmeden akan su balığa sıçrar. Balık bir anda canlanıp suyun içine atlar. Böylece Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyunu bulduklarını anlarlar. Suyu içerler. O sırada bir melek gelir ve kıyamete kadar yaşayacaklarını, yaşadıkları sürece insanlara yardım edeceklerini bildirir. Hızır karadaki, İlyas ise denizdeki insanların yardımcısı olur.

   Her yıl Hıdrellez günü yani altı Mayıs'ta Hızır ve İlyas’ın buluştuklarına, onların buluşmasıyla da ölü toprağın canlandığına inanılır.

   Romanlar için Hıdrellez Bayramı bambaşka anlamlar içerir. Çingenelerin altı Mayıs’ta kutladıkları Bayram Kakava Bayramıdır. Hapis olduğu sulardan çıkarak kendilerini zalim düşmanlardan kurtaran kahramanları Baba Fingo’ya şükranlarını sundukları kutlamalardır.

   Efsane şöyledir:

   Antik Mısır’da Firavunun zulmü altındaki halklardan biri de daima hor görünen Koptlar yani çingenelerdir. İnanışa göre Hz. Musa’nın mucizesi gerçekleştiğinde, yani Kızıldeniz ikiye ayrılıp Musa ve inananları karşıya geçtiğinde, firavunun ordusu arasında yer alan ve liderleri Baba Fingo olan çingene gurupta suyun kapanmasıyla yok olur. Baba Fingo ölmez ama lanetlenir ve su tarafından esir edilir. Çingene halkı bu lanetin baharda kalkacağına ve Baba Fingo’nu esir gününün sona ereceğine inanırlar. Onu karşılamak için de su kenarlarında toplanırlar.

   Zamanla yaşadıkları Coğrafyanın gelenekleriyle kendi geleneklerini birleştiren Romenler, hıdrellez günlerini renkli kıyafetleri, danslarıyla tam bir bahar şenliğine dönüştürürler…

Hikayesi ne olursa olsun, baharın coşkusu hiç eksilmesin yüreklerimizden. Gerçekleşmesi için niyet ettiğimiz dileklerimiz kabul olsun… 

Önceki ve Sonraki Yazılar