Elif Doğan Şentürk

Elif Doğan Şentürk

CHP bir halk hareketidir

Sevr Anlaşması sonrasında İngiliz’ler Antep’i işgal ederler. Antep halkında tedirginlik başlar. Halktan, esnaftan, hemen her kesimden insanlar kendi aralarında gizli toplantılar yapmaya başlarlar.

Şehreküstü semtinde de böyle bir toplantı yapılır. Bir bakkal dükkânının arka tarafında daracık bir mekânda hemen her gün 8-10 kişi toplanır. İlk gelen toplantıya başkanlık edermiş. Toplantı her gün aynı soruyla başlarmış:

“Memleket elden gidiyor, namusumuz, mallarımız her şeyimiz elden gidiyor, inancımız ve dini değerlerimiz ayaklar altına alınıyor. Ne yapmak lazım?”

Bir gün toplantıya bir telgraf memuru katılır. Steno başında başka illerde de bu tür çalışmaların olduğunu duyduğunu, Erzurum’dan M. Kemal Paşa’nın talimatıyla cemiyetler kurulduğunu anlatır. 

Toplantıdakiler bu şahsa bir görev verirler.

Nasıl bir cemiyet olduğunu, nasıl kurulacağını, tüzük, yönetmelik, ne varsa toplamasını isterler.

Söz konusu şahıs steno başına geçer, günlerce bilgi toplar.

Sonunda tam tekâmül etmiş bir dosyayı toplantıya getirir. Toplantıdakiler önce şaşırırlar. Çünkü sadece teşkilat şemasında isim yerleri boştu. Teşkilat şemasındaki boşluklar orada bulunanların isimleriyle doldurulur.

Dosyanın başına da ‘ANTEP MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ’ diye yazılır.

İngilizler, cemiyete baskı ve faaliyet göstermemesi için ne gerekirse onu yaparlar.

Tüm şikâyetler Cemiyet-i İslamiye’den gelir. Cemiyet-i İslamiye, İngilizler’in baskısı ile padişah tarafından kurulan ve Anadolu’nun her yerinde şubesi olan bir dernekti.

Müdafaa-i Hukukçular gizlenmek zorunda kaldılar. Ve illegal çalışmaya başlarlar. Ve hatta bir müddet Cemiyet-i İslamcıların saflarında gözükürler.

İngilizler, aralarında yaptıkları anlaşma gereği Antep’i Fransız İşgal Kuvvetleri’ne devretmesine yakın günlerde Antep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin faaliyetine izin verirler.

İngilizler öteden beri Fransızları sevmezler, bu izni de bu nedenle verirler.

Ancak cemiyetin faaliyetine Fransızlar da izin vermezler. Ta ki Şahin Bey Antep’e gelinceye kadar. (Ben Gaziantepliyim. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruluşuna ‘Antep’ten, en iyi bildiğim yerden başladım)

Bu arada Anadolu’nun, özellikle Ege yöresi başta olmak üzere birçok yerinde KUVAYİ MİLLİYE hareketi başlar.

Silahlı bir mücadele şekli idi ve bu görüşü destekleyenlere de KUVVACI deniyordu. Bugünkü anlamda bir gerilla savaşı veriyorlardı.

Bu dağınık kuvvetler, 1. TBMM tarafından düzenli ordular kurulunca tek çatı altında birleştiler.

Müdafaa-i Hukuk’çular 1. TBMM’de ezici çoğunlukla bir grup kurdular.

Adına da Müdafaa-i Hukuk grubu dediler.

M. Kemal Paşa grubun başkanı idi.

Zafer kazandıran, devlet kurduran tüm kararlar bu grupla alındı.

Grup, Cumhuriyetin ilanından önce 9 Eylül 1923’te Halk Fırkası(partisi), Cumhuriyetin ilanından sonra da Cumhuriyet Halk Fırkası(partisi) olarak adını ilan etti.

Dünyada eşi olmayan bir partidir.

Bir halk hareketi ile başlayıp devlet kuran ve dilekçe vermeden kurulan tek partidir!

İşgalcilerin asi(isyancı) dedikleri, inancımız ve dini değerlerimizi koruma azmini içeren mücadelesiyle kutsiyet kazanan bu harekete H. İzzettin Dinamo, bu nedenle Kutsal İsyan demiştir.

Halkın bu Kutsal İsyan Hareketi sayesindedir ki bugün minarelerimizden şehadetleri dinin temeli olan ezanlarımızı duyabilmekteyiz.

Deniz Baykal der ki: 9 Eylül 1923, CHP’nin kuruluş günü değil, Müdafaa-i hukuk hareketinin kendini Türk siyasi tarihine parti olarak tescil ettirdiği gündür.

Kimi yerde bir mahallede, kimi yerde bir köy odasında veya kimi yerde de bir bakkal dükkânında temeli atılan bu hareket, bir asırdır dimdik ayaktadır.

CHP tabanı partisini iyi tanır.

Değil 8 kez, 18 kez 38 kez seçimlerde iktidar olma başarısını gösteremezse de partisine toz kondurmaz. Taparcasına sever.

İşte bu nedenledir hiç kimsenin “eski CHP yeni CHP” , “Bizim mahalle- karşı mahalle” , “Mütedeyyin kesimi ürkütmeseydi” söylemleriyle CHP’yi yeniden dizayn etmeye gücü yetmeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar