Abdülhamit’ten Erdoğan’a

Abdülhamit devrinde bırakın gazeteleri, karikatür dergileri bile büyük baskı altındaydı.

Hayal adlı dergide yayımlanan bir karikatürde, elleri ayakları zincirle bağlı Karagöz’e Hacivat resmi altında “Nedir bu hal Karagöz?” diye sormakta ve “Kanun dairesinde serbesti Hacivat!” yanıtını almaktadır. Abdülhamid’in bu karikatürün Kanun-u Esasi’yi aşağıladığı gerekçesiyle açtırdığı dava sonucu Hayal’i yayımlayan Teodor Kasap, 1884 tarihli Matbuat Nizamnamesi’ne göre üç yıl hapse mahkûm ediliyordu.

Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasından sonra yayımlanan bir kararname ile sansür konusunda bir adım daha ileri gidiliyor ve hükümete “zihinleri karıştıracak yayın yapan gazeteleri hemen kapatma” yetkisi veriliyordu. Zihinleri karıştıracak yayınlarının neler olduğu ise tamamen yoruma dayalı olduğu için ucu ve kapsamı son derece açıktı!

Kitap basmak imkânsız gibiydi. Kitap basacak matbaalar, yayınevleri, kitabın; padişah ve çevresi aleyhine olmadığına dair teminat verecekti.

Devr-i Tayyip ise gazeteciler, yazarlar, karikatüristler, kısacası Tayyip ve çevresinin beğenmediği haber ve yazı yazanlar için tam bir cehennem.

Türkiye Gazeteciler Sendikası, 16 Temmuz 2019 tarihinde; 131 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde, olduğunu açıklıyordu...

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, dünya genelinde en az 65 gazetecinin mesleğini yaptığı için öldürüldüğünü, 326 gazetecinin de cezaevinde olduğunu açıkladı. Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından açıklanan 2017 raporunda bu gazetecilerin yarısının Türkiye, Çin, Suriye, İran ve Vietnam'da tutuklu bulunduğu belirtildi.

Raporda Türkiye'de 100'ün üzerinde gazetecinin cezaevinde olduğu belirtilerek bu kişilerden "en az 43'ünün tutukluluğu ile gazetecilik mesleği arasında açık bir bağlantı olduğu” aktarıldı.

Hadi biraz gülelim; TGS’ ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü bu açıklamaları yaparken, BBC'nin Hard Talk programına konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet ise "Türkiye'de cezaevinde gazetecilik faaliyetinden mahkûm olan bir kişinin bulunmadığını" söylemişti.

Tayyip’e göre de onlar tam bir teröristti.

Devr-i Tayyip de, Abdülhamit döneminde olduğu gibi Gazeteciler haksız, hukuksuz olarak yargılanıyorlardı. Adalet Bakanlığı’na tutuklu gazeteci sorusu sorulduğunda ‘sayamadık’ cevabı alınıyordu. Onlarca gazeteci cezaevinde, yüzlercesi yargılanıyor.

Gazeteci-yazar Güray Öz 70 yaşına, Kandıra Cezaevi’nde girdi.

Böyle zulüm ne görüldü, ne de duyuldu.

Abdülhamit devrinde karikatüristler içeri atılır da, devr-i Tayyip de atılmaz mı?

18.07.2018 tarihinde, Tayyip Erdoğan, ‘Tayyipler Alemi’ karikatürünü paylaşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve 72 milletvekili hakkında suç duyurusunda bulundu.

Ardından bir de Kılıçdaroğlu hakkında 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı.

Hemen bir gün sonra, 19.07.2018 tarihinde ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Twitter hesabından paylaştığı 'Tayyipler Alemi' karikatüründen dolayı, 'cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla soruşturma açıldı.

Kılıçdaroğlu, 17 Temmuz parti grup toplantısında mecliste yaptığı konuşmada mezuniyet töreninde taşıdıkları pankart nedeniyle tutuklanan ODTÜ'lü öğrencilerin tutukluluk kararını eleştirmiş, ardından öğrencilerin tutuklanmasına sebep olan karikatürü kendi Twitter hesabında paylaşmıştı.

Evet, ODTÜ’lü dört öğrenci Tayyip ile ilgili karikatür taşıdıkları gerekçesiyle tutuklanmışlardı. Kamera şakası gibi.

Kılıçdaroğlu bakın ne diyordu;

“Eleştiriye ve mizaha tahammül edeceksin, etmelisin! Hapse atarak eleştirinin ve mizahın önüne geçemezsin”.

Tayyip Erdoğan’ın yargıya hakim olmasının ardından, Tayyip Erdoğan’ı eleştiren her yazı, her kitap, her karikatür cezaya çarptırılıyordu.

Penguen Dergisi 21 Ağustos 2014 tarihli kapağında henüz Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın köşke çıkışını konu alan karikatürde, Erdoğan'a hakaret edildiği gerekçesiyle çizer Bahadır Baruter ve Özer Aydoğan hakkında 2 yıl 4 aya kadar hapsi istemiyle dava açılmıştı. 11 ay 20'şer gün hapis cezasına çarptırılan çizerlerin daha sonra bu cezası, günlüğü 20 TL'den 7 bin'er Lira para cezasına çevrilmişti.

2015 yılında çizdiği karikatürler sebebiyle 'cumhurbaşkanına hakaret' suçuyla itham 69 yaşındaki karikatürist Kurtcebe de yakın bir zaman önce Erdoğan'a hakaretten tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Abdülhamit’ten Tayyip’e geldiğimizde basın özgürlüğü bakımından ne değişti?

Neyzen Tevfik’in dediği gibi;

“Türkü yine o türkü sazlarda el değişti

Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti.”

Dün yumruk; II. Abdülhamit’ti.

Bugün; III. Abdülhamit’mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar