DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

Diyanet İşleri Başkanlığı kısa adıyla (DİB), 3 Mart 1924 tarihinde Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin yerine kuruldu. İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurum. Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 429 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı; 9 Temmuz 2018'de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına bağlandı.
Anayasanın 136. maddesinde, "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir." hükmü yer almaktadır.
Almaktadır aslında ancak Diyanet Laiklik ilkesini kapısının önünden geçirmediği gibi Atatürk’ü de yok saymakta, için için Atatürk düşmanlığını sergilemekte.

Diyanet milli bayramlarda bile Atatürk’ün adını anmaktan sürekli olarak kaçınmaktadır.
Bugün DW’ye göre 16 milyar 98 milyon 580 bin lira bütçesi olan Diyanet hakkında 2017 yılında Barış

Atagün İLK KURŞUN’da bakın neler yazmış:

“Devlet bu kuruma 5,7 milyar TL bütçe ayırmış. 120 bin personeli var. Bu kadar büyük bütçeye ve personel kadrosu olan bir kurumdan mantıken çok büyük hizmetler beklersiniz değil mi? Peki Diyanet İşleri ne iş yapıyor? Hiçbir şey… Günde 2 saat çalışan imamların ve başlarında açılışlarda boy gösterip açıklamalar yapan bir Diyanet işleri başkanı.

Her yıl bu kadar büyük bir bütçe Diyanet’e neden ayrılıyor? NASA, Diyanet’in yarısı kadar bütçeyle Pluton gezegenine uzay aracı yolladı. Bizim Diyanet ne iş yaptı? Yaptıkları tek şey halka fetva vermek… Fetvaların içeriği ise ayrı bir felaket… Oysa Diyanet ilk kurulduğunda bugünkü halinden çok farklıydı
Diyanet İşleri 1924 yılında Atatürk’ün kurduğu bir kurum… Kuruluş amacı ise yüzyıllarca dini duyguları sömürülen halkı dini açıdan aydınlatmak ve sahtekar hocalara engel olmak amacıyla aydın din adamları yetiştirmek…

Yani kurulurken milleti cahillikten ve din istismarından kurtarmak için kurulmuş. İlk başkanı da Kurtuluş savaşının kahraman hocalarından Ankara müftüsü Rıfat Börekçi
Kurulduktan çok kısa bir süre yüzyıllardır günah diye tercüme ettirilmeyen Kur’an’ın tercüme edilmesi için 20.000 TL bütçe ayrılıyor. O günün koşullarına göre büyük bir para… Kur’an’ın tercüme görevi de Elmalılı Hamdi ve Mehmet Akif’e veriliyor. Hem de noter onaylı… Sözleşmede tercümenin nasıl olacağı, nelere dikkat edileceği ayrıntısıyla anlatılmış. Özellikle akıl ve düşünceyle ilgili ayetlerin çok kapsamlı tercüme edilmesi istenmiş.

Kur’an’ın tercüme edilmesi dışında askeri okullarda okutulması için 1925 yılında ‘’Askere Din Kitabı’’ isminde bir kitap yazılmış. 1928 yılında camilerde okunması için ‘’Yeni Hutbelerim’’ adında yeni Hutbeler yazılmış, 1929 yılında ilkokullarda okutulması için Cumhuriyet çocuğuna din dersleri adında kitap hazırlanmış. Kısacası 5 yıl gibi kısa bir sürede yüzyıllardır unutulan Kur’an’ın tercümesine başlanmış, Asker için ayrı, çocuklar için ayrı din kitapları basılmış, halkı aydınlatmak amacıyla yeni hutbeler yazılarak hazırlanmış.

Halkı dini yönden aydınlatmak için tüm gücüyle çalışan Diyanet, sosyal meselelere de duyarsız kalmamıştır. Örneğin tüm geliri 1925 yılında kurulan Türk Tayyare Cemiyetine bağışlanan Tayyare piyangosuna katılmanın dinen sakıncası olmadığı hakkında fetva yayınlamıştır ve birçok sosyal konuda halkı bilgilendiren fetva yayınlanmıştır.

1935 yılında 10 yıllık bir çalışma sonunda Kuran’ın ve hadislerin tefsiri yayınlanıyor. Şu anki iktidarın ve yandaşlarının dinsizlik dönemi diye anlattıkları tek parti döneminde kaç tane dini eser basılmıştır biliyor musunuz? İnanamayacaksınız ama 1923 – 1950 yılları arasında toplam 352.000 dini kitap basılıyor. Bu sayının 45.000 tanesi Kuran-ı Kerim tercüme ve tefsiri (19’cilt), 60.000 adet Buhari Hadisleri tercüme ve izahı (12’şer cilt), 247.000 adet din kültürü eserleri… Osmanlı’da ise matbaanın gelmesinden sonra basılan toplam dini eser sayısı ise 143… Düşünün bir yanda din düşmanı denilen Cumhuriyet, 352.000 kitap basıyor. Diğer yanda çok dindar olarak adlandırılan Osmanlı ise sadece 143… Söyleyecek söz yok.
Cumhuriyet’in ilanından 1 yıl sonra halkı dini yönden aydınlatmak amacıyla kurulan, çok kısa bir sürede Kur’an’ın tercümesinden, Buhari hadislerine, askere din kitabından, çocuklara din dersine, hutbelerden, birçok sosyal konuda fetva yayınlayan Diyanet işleri bugün ne iş yapıyor? 16 milyar TL lik bütçeyle oruçluyken sakız çiğnesem orucum bozulur mu? Baldıza sarkıntılık yapsam günah olur mu? Dört eş alsam helal mi? Gibi abuk sabuk sorulara cevap veriyor. Hiçbir sosyal konuda bir çalışması yok, insanları aydınlatmak için bir gayreti yok ve bu kurum sağlık bakanlığının bütçesinden iki kat fazla bütçeye sahip… Oysa Cumhuriyet’in ilk yıllarında çok kısıtlı bir bütçeyle büyük işlere imza atılmıştı.
Ne diyeyim… Atatürk’ün çok büyük önem vererek kurduğu Diyanet işleri bugün kuruluş amacından çok uzakta ve işin komik olan yönü, Atatürk’ün kurduğu Diyaneti bugün Atatürkçüler eleştiriyor Atatürk düşmanları sahip çıkıyor. Diyanet ise Atatürk’ün adını ağzına almıyor. Sözün bittiği yer sanırım bu olsa gerek…

Önceki ve Sonraki Yazılar