TEDBİR

Dünya Korona için ilimi, bilimi kullanıyor, gecesini gündüzüne katarak çare arıyor.

Almanya'da haftada 500 bin test yapılıyor. Böylece Covid-19 vakalarını daha ilk safhalarında teşhis etmeye çalışıyorlar.

Almanya Corona virüs vakalarında test kiti yerine laboratuvar testi yöntemini kullanıyor.

Almanya Araştırma Bakanı Anja Karliczek ve virüs uzmanı Christian Drosten, Almanya'da koronovirüsten ölüm oranlarının düşük olmasını klasik laboratuvar testi ve erken teşhise bağlıyordu.

Drosten, laboratuvar testlerinin 24 saat sürmesine rağmen test kitlerine nazaran daha kesin sonuçlar verdiğini de belirtiyordu.

Almanya mevcut düzende en çok test yapabilme kapasitesine sahip olduğundan hızlı ve çözümcül bir şekilde bu testleri gerçekleştirebiliyor. Ayrıca, Almanya’da şu ana kadar tespit edilenlerin önemli bir kısmı da yüksek riskli olarak nitelendirilen yaş grubunun altında yer alıyor bu yüzden ölüm oranları azalıyor, iyileşen hasta sayısı oranı artıyor.

Almanya'da hastanelerin teknik, personel ve uzmanlık kapasitesinin hızla artırılması başarıyı artıran etkenler arasında yer alıyordu.

Böylece ilmi yöntemlerle çalışanın başardığını görüyoruz...

Yapay zeka teknolojisinde önemli başarılara imza atan Çin, bu alandaki gücünü yeni koronavirüsüyle mücadele için de kullanılıyordu.

Wuhan’daki birçok hastanede kullanılan robot asistanların ardından, Çinliler bu teknolojiyi sokağa da taşıyorlardı.

Çin de yeni koronavirüs ile ilgili pnömoniyi önlemek ve kontrol etmek ve yolcuların sağlığını korumak için drone ve robotlar gibi yüksek teknoloji ürünü ürünler kullanılmaya başlanılıyordu.

Mesela; Qingdao şehrinde, dezenfeksiyon için dronelar kullanılıyordu.

Bir drone, her seferinde taşıdığı 10 kg’lık dezenfektan maddeyle 5 bin metrekarelik bir alanı püskürtme alanı temizleyebiliyor.

Ülkenin Nanjing Güney İstasyonu’nda ise kızılötesi termometre ile herhangi bir hataya yer vermeksizin ve insanlar rahatsız edilmeden bölgeden geçen herkesin vücut sıcaklığı ölçülüyor. Böylece vücut ısısı fazla olanlar kontrol edilerek hastalığın yayılması engelleniyor.

Her ülke ilmi gereği tedbir alırken, ülkemizde ise vurdumduymazlık had safhadaydı.

Umreden dönenler karantinaya alınmadan yurdun dört bir tarafına dağıldılar.

Tarih;

3 Nisan 2020

Yer Konya…

Tele1’den öğrendiğimize göre, Türk Tabipler Birliği Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal, Konya’da karantinaya girmeyen bir umrecinin 257 kişiye koronavirüs bulaştırdığını ve 5 kişinin de ölümüne sebep olduğunu iddia ediyordu.

Ülkemiz tıp alanına geçecek bir buluş(!) yaptı ve 65 yaş üstü insanlarımıza sokağa çıkma yasağı uyguladı.

Ne güzel değil mi?

Ya; 65 ve üzeri vatandaşların 65 yaşından küçük eşleri, çocukları torunları?

Onlara serbest.

İstedikleri gibi gezebilecek, virüs bulaşırsa yasaklı 65 yaş üzerine de bulaştırabilecek.

Sonra bu yasak 20 ve altı için başladı.

20 ile 65 yaş arası?

Onlara serbest!

Gülsek mi ağlasak mı?

Bilemedim.

Daha ilginci; özel arabalarınızın ön koltuğunuzda az önce yataktan beraber kalktığınız eşiniz oturursa yandınız.

150 TL ceza.

İnsan sormadan edemiyor; kamera şakası mı?

Dünya ülkeleri maskeyi mecbur etti, biz de ettik.

Ne güzel!

Bir farkla, onlarda bedava bizde paralı.

Paran varsa alıp takacan.

Yoksa?

Yandın.

Önceki ve Sonraki Yazılar