'Arap Baharı' sürecinde dini çevrelerde sesi en çok duyulan kişi Yusuf Kardavi. Dünya İslam Alimleri Birliği Başkanı.
Müslüman Kardeşler'in ülkesi Mısır'da iktidara gelmesi ile sesi çok duyulur oldu.
Çünkü Başkan Mursi'nin yakın dostu ve Müslüman Kardeşlerin ideoloğu idi.
Durum böyle olunca Mursi her konuda ona danışıyor kendisi de ne isterse onu yapıyordu.
Ortak dostları ise El Kâide lideri Eymen Zavahiri'nin kardeşi Muhammed Zavahiri.
Mursi, Kardavi ve Muhammed bir araya gelip Eymen ile telefonla görüşüyorlardı.
Bununla ilgili kayıtlar Mısır istihbaratında. Kayıtlara göre Kardavi, Mursi'den Mübarek döneminde  tutuklu bulunan tüm İslamcı liderleri başkanlık affı ile serbest bırakmasını istemiş ve sağlamış. Müslüman Kardeşler'in bir yıl süren iktidarı döneminde Kardavi Mısır'da çok önemli rol oynadı ve Mursi devrilince halkı ayaklanmaya çağırdı. Bunu da yaşadığı Katar'ın sahibi olduğu El-Cezire televizyonu üzerinden yaptı. Bununla da yetinmedi Tunus ve Libya'ya giderek oradaki İslamcılara moral ve destek verdi.
Ama Kardavi en tehlikeli tutum ve davranışını Suriye'de sergiledi.
Esad direndikçe Kardavi ve ona destek veren liderler çıldırıyordu.
Herkes ondan acil fetva bekliyordu.
Geçen 40 ay süresince Kardavi Esad, Aleviler, Hizbullah ve Şiiler aleyhinde yüzlerce fetva verdi. Her fetvasında bunların katlinin vacip olduğunu söylüyor ve dünyadaki Sünni'leri bunlara karşı cihada çağırıyordu. O çağırdıkça on binlerce ruh hastası 'cihatçı' Türkiye üzerinden Suriye'ye girdi ve sonunda hepsi IŞİD'çi oldu.
Oysa aynı Kardavi 'Arap Baharı' öncesinde Esad'ı ve Hizbullah lideri Nasrallah'ı İsrail ve ABD'ye karşı mücadelelerinden dolayı onlarca kez kahraman ilan etmiş ve Şam ile Beyrut arasında mekik dokup duruyordu.
Şimdi ise gideceği tek bir yer var o da İstanbul.
Yaklaşık iki ay önce buradaydı ve zorla kendini yeniden başkan seçtirdi.
Artık AKP ideolojisinin hizmetinde.
Gezi Direnişi sırasında bile çıkıp Erdoğan'a destek vermiş ve sokağa dökülen insanları 'İslam düşmanı ve İsrail ajanı' ilan etmişti.
İngiltere ve Fransa giriş izni vermiyor artık Kardavi'ye.
Oturduğu Katar'ın dışında hiç bir Arap ve ülkesi onu kabul etmiyor.
İnterpol bülteninden sonra Müslüman ülkelere de gidemez
AKP yönetiminde Türkiye onu kucaklamayı sürdürür.
Tıpkı İnterpol tarafından aranan Irak eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'yi kacakladığı gibi.
Kardavi çok üzülecek. Gezip tozmayı ve gittiği her yerden avantalarla dönmeyi iyi beceren 'Baş Alim' Kardavi şimdi kara kara düşünüyordur. 4 kızını ve iki oğlunu 'emperyalist ve Haçlı' ABD ve İngiltere'de okutan Kardavi 1976'dan itibaren kurulmaya başlanan Yeşil Sermaye bankalarında ve finans kurumlarında 'fetvaları karşılığında' hissedar kurucu olmuş ve büyük avantalar elde etmişti.
Her türlü 'haram işleri' helalleştiren ve yolsuzlukları ile çok hikayenin bilindiği 'Baş Alim' 'AKP'nin ılımlı İslam çizgisine destek vererek ABD'nin de gönlünü almaya çok uğraşmıştı.
'Arap Baharı' sürecinde adı CİA İmamı'na çıktı.
AKP onu çok sevmişti. Sık sık Türkiye'ye gelip gidiyor ve liderler ile oturup konuşuyordu.
'Baş Alim' İnterpol Bültenine karşı ilk demecini Müslüman Kardeşler'in televizyonu Rabia'ya verdi.
Rabia televizyonu İstanbul'dan yayın yapıyor ve Dünya Müslüman Kardeşler Örgütü'nün sözcüsü konumunda. Örgüt yönetimi sık sık İstanbul'da toplanıyor ve 'ortak düşmanlara' karşı taktik ve stratejiler geliştiriyor.
Dünya Müslüman Kardeşlerinin gözü, kulağı ve gönlü 'Hilafetin Merkezi' İstanbul'da.
İstanbul'da ise 'Sultan Erdoğan' var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönem 'İslami' söylemlerine bir de bu açıdan bakmak gerekir!