Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

KUYRUK ACISI

Bugünlerde sosyal medyada ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hazırlattığı bir video dolaşıyor. Videoda İran’da Humeyni devriminden sonra 4 Kasım 1979’da Halkın Mücahitleri’nin  Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’ni basması ve elli iki diplomatla görevliyi rehin almalarının öyküsü olayı yaşayanların ağzından anlatılıyor.

Washington’la Tahran arasındaki ilişkilerin iyice gerildiği şu dönemde bu videonun dolaşıma sokulması bir hayli ilgimi çekti. Derken, rehineler olayıyla ilgili bir anım aklıma geldi. Sizlerle paylaşayım dedim.

1999 yılı Ağustos ayıydı. Bir grup Amerikalı ve Türk siyasetçi, diplomat, iş insanı, akademisyen ve gazeteci İtalya’da Como Gölü kıyısındaki Bellagio kasabasında sivil toplum kuruluşlarının toplantıları için kiralanan Villa Serbelloni’de toplandık. Toplantının konusu yeni yüzyıla girerken Türk-Amerikan ilişkilerindeki fırsatlar ve tehditlerdi.

O toplantıda Türkiye’nin en kritik dönemlerinden birinde, yani 1979-81 yılları arasında CIA Başkanlığı yapan Amerikalı Oramiral Stansfield Turner da vardı. Turner’la kısa sürede ahbap olduk. Toplantıların bitiminde akşam üzerleri göl kıyısına inip şarap içiyorduk. Yine böyle bir akşam Amiral Turner galiba şarabı biraz fazla kaçırdı. Ben de, fırsat bu fırsattır, düşüncesiyle Turner’a CIA Başkanlığı döneminde Tahran’daki rehineleri kurtarma operasyonunda neden başarısızlığa uğradıklarını sordum. Hiç kaçamağa sapmadan anlatmaya başladı:

“Biz başlangıçta rehineleri kurtarmak için helikopter göndermeyi planladık. İncirlik üssünden kalkacak helikopterler Van hava sahasından İran’a girip sonra da geri döneceklerdi.Ama o kadar dil dökmemize rağmen sizin liderleri bir türlü ikna edemedik. Ecevit de, Demirel de direndi.

“ABD’de başkanlık seçimleri yaklaşıyordu. Başkan Jimmy Carter bizi acele etmemiz için uyarıyordu. Bunun üzerine Basra Körfezi’ndeki uçak gemisinden havalanacak helikopterleri uçurmaktan başka çaremiz kalmamıştı. Teknik olarak imkansızı deniyorduk. Uzun menzilli uçabilmeleri için helikopterlere jet motorları taktık.

“Kartal Pençesi adını verdiğimiz harekatta kağıt üzerinde bütün ayrıntıları ince ince planlamış, ancak çöl fırtınası patlak vereceğini hesap edememiştik. Helikopterler Elbruz Dağları’nı aşarken kum fırtınasına yakalandılar. Jet motorlarına kumlar doldu, iki helikopterimiz düştü. Bir diğeri de iniş sırasında yere çakıldı. Sekiz askerimizi kaybettik. Operasyon başarısız oldu. Bu gerçekten ABD için büyük hezimetti.”

Tabii iş bununla da kalmamış, başarısız operasyon hem Başkan Carter’ı da koltuğundan etmiş hem de Amiral Turner CIA Başkanlığından alınmıştı. Stansfield Turner bütün bunları anlattıktan sonra şu soruyu sordu:

“Aynı yıl 12 Eylül’de ne olduğunu hatırlıyor musun?”

Hatırlamaz mıyım? Her neyse... Washington’ın  derinliklerindekilerin intikamı acı oluyor. Benden söylemesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar