Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

ZEHİRLİ BÖREK

Elimde bir kitap var. İlgiyle okuyorum. İsmi Öldüren Börek (The Quiche of Death). Yazarı M.C. Beaton. Agatha Christie vari yazılmış bir polisiye. Aynen Agatha Christie’nin amatör kadın detektif karakteri Miss Marple’a  çok benzeyen Agatha Raisin kitabın baş kahramanı.

Bu polisiye romanı bana hararetle tavsiye eden kadim arkadaşım Deniz Gök, soluksuz bir çırpıda okuduğunu söylüyor. Rastlantıya bakın kitabın varlığını tam da zehirli ıspanaklar tartışmasının yaşandığı günlerde öğreniyorum.

Özetle konusu şöyle:

Agatha Raisin Londra’da önemli bir halkla ilişkiler şirketinin sahibiyken işyerini satıp Londra dışında bir köye yerleşir. Köyde kendini yalnız hissetmemek için o sırada açılan bir yemek yarışmasına yarışmacı olarak katılır. Ancak bir pürüz vardır. Yarışma jürisinin başındaki adam her yıl hep aynı kadına birincilik ödülü vermektedir. Agatha Raisin bu durumdan işkillenir.

Bu arada Agatha Raisin yemek yapmayı bırakın, yumurta kırmayı bile bilmez. Hep kazanma odaklı olduğu için aklına cin bir fikir gelir. Arabasına atladığı gibi Londra’ya gider ve tanıdığı bir börekçi fırınına ıspanaklı börek ısmarlar. Hazır olunca böreği alıp köye döner ve yarışmanın yapıldığı yere bırakır. Kayırmacı olduğunu düşündüğü jüri başkanı ve karısını da bir anlamda rüşvet amaşlı yemeğe davet eder. İkisini de hiç gözü tutmaz.

Derken yarışma günü gelir ve köydeki aynı hatun birinci seçilir. Öte yandan jüri  başkanının karısı Agatha’nın böreğini alıp evine götürür. O akşam arkadaşlarıyla birlikte yemeğe çıkarken jüri başkanı kocasına iki dilim ıspanaklı börek bırakır. Adamcık börekleri yer yemez ölür. Sabah ölüsü salonda bulunur. Bundan sonra olaylar ıspanağın ıncelenmesi üzerine gelişir.

Agatha Raisin amatör detektifliğinde başarıya ulaşarak olayı çözer. Jüri başkanının karısı bitkilere meraklıdır. Kocasının çapkınlıklarından bıkmış ve onu öldürmeyi kafasına koymuştur. Yarışmada ıspanaklı böreği görünce gidip zehirli baldıran otu toplar. İçinde baldıran otu bulunan bir böreği yıllardır yemek yarışmasında birincilik ödülü alan kadının ahçı kocasına hazırlatır. İki böreği değiştirir. Kocasına zehirli baldıranlı böreği yedirerek öldürür.

Şimdi durup dururken bu polisiye romanı size niye mi anlattım? Günlerdir zehirli ıspanakla yatıp kalkıyoruz. Kimi diyor ki ıspanağa güzel avrat otu (beladonna) karışmış. Belladonnayı yiyen de zehirlenmiş. İyi de belladonna dediğiniz öyle her yerde fışkıran bir ot değil ki. Uzmanlar bunu kendilerinin bile zorlukla bulduğunu söylerken ıspanağa nasıl karışmış olabilir?

 Bilir bilmez konuşmalar yüzünden ıspanağın kilosu bir liraya düştü. Üretici bundan büyük zarar gördü. Tarım üreticileri şamar oğlanı haline getirildi. Bütün tarım alanlarında aşırı zehirli tarım ilaçları kullanıldığından yakınan sayın halkımız yerinden hopladı.

İyi de beyler hanımlar... Türkiye’de yıllarır tarım ilaçları kullanıldığını bilmenize rağmen gıkınız çıkmadı. Ispanak zehirlenmeleriyle mi aklınız başınıza geldi? Hiç kimsenin aklına da bu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sorumluluğu nedir diye sormak gelmedi mi? Tarım ilaçlarının kullanılmasında Türkiye’de bir standardizasyon yok mu?

Bir süre sonra ıspanağa baldıran otu karıştığı için daha da yaygın zehirlenmeler olduğunu duyarsak hiç şaşırmayalım, ey ahalim!

Önceki ve Sonraki Yazılar