Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

Erimtan Müzesi’nde Anlatı, Yer ve Zaman

Anlatı, özünde yatan “anlatmak” eyleminden kaynaklanır. Anlatmak, insanın varoluşundan bu yana tüm dönemlerde en önemli eylemlerden biri olarak yer alır. İlk yaratılarda sanatın, edebiyatın ve tiyatronun doğuşunda temel olarak ‘anlatmak’ eylemi görülebilir. Anlatılarda resim, hareket ya da söz bir ifade aracı olarak kullanılır. Zaman içinde anlatılar, farklı biçimlerdeki sembolleri ve bunları taşıyacak araçları da üretmişlerdir.

Anlatmak ya da anlatmaya çalışmak, bir yönüyle anlatı eyleminin kendisini oluşturur. Anlatı eyleminde söz ile anlatım, yazıya göre daha eskidir. Anlatı, en eski insan eylemlerinden biri olup, dil ile yaşıttır. Bu nedenle kültürden kültüre, zamandan zamana amacı ve koşulları değişmesine rağmen, çeşitli toplumsal ve bireysel gereksinimleri karşılamıştır.

İnsan, anlatı yoluyla duygularını ve deneyimlerini anlatmak için doğuştan gelen bir özelliğe sahiptir. Doğuştan gelen bu özelliğin, anlatı içinde zamana, mekâna, koşullara göre şekillendiği ve gelişim gösterdiği söylenebilir. Sözgelimi, bir gereksinim olan anlatmak, zamanla sanatsal bir forma dönüşmüş ve daha sonraları da bu formun eğitimde bir araç olarak kullanımı düşüncesi oluşmuştur. Plastik sanatlar ve alt türlerini de bu bağlamda değerlendirmek olanaklıdır.

Ankara Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesinde açılan ‘Anlatı, Yer ve Zaman’ temalı sergi, bünyesinde en kapsamlı sanat koleksiyonlarından birine sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu’ndan derlenen eserlerden oluşuyor.

Yazar ve küratörlüğünü Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Mümtaz Sağlam’ın yaptığı serginin odağını, 1950’li yıllardan itibaren Türk resim sanatında öne çıkan sanatçı tavırları ve eser örneklerini anlatı, yer ve zaman odağında inceleyen bir anlayış oluşturuyor.

Mümtaz Sağlam’a göre "Anlatı sözcüğü ile yapıt üretme anlayışıyla biçimlenen bir ifade modeli, süreklilik arz eden ve özgün bir kurmacaya dönüşen yapısal bir bütünlük, görsel temsile olanak verecek şekilde kurulan bir yapıt ya da yapıt dizisi kastedilmektedir. Bu tabir, başta edebi üretimler ve film yapımları olmak üzere, diğer sanat alanları için de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle de kurmaca ile ilişkilendirilen ve tasarımsal bir düzen olarak geliştirilen katmanlı yapılar ise doğrudan bu kapsama girmektedir." Bu gerekçelere dayalı olarak sanat eserinin üretildiği ortamı, dönemin koşulları ile birlikte, o dönemin belirleyicilerinden olan kültürel ve tarihsel etkenleri de değerlendirilme sürecine dâhil eden Sağlam, bu nedenle sergiyi anlatı, yer ve zaman düzleminde kuşaklar arası bir bakış açısı ile düzenleniyor. Sergi, kuşaktan kuşağa bir kültür ve bilgi birikimi olarak aktarılıyor. Bu bakımdan bu tür anlatıların, üretildiği dönem ve ortam ile sunulması, aynı zamanda tüm sanat ve sanat eğitimcilerine de önemli bir uyaran ve çok değerli bir araç olarak gösteriliyor.

Türkiye’de resim sanatı tarihinin yakın geçmişinden günümüze uzanan eser seçkisinde, dönemlerine göre oluşan üretim mantığı ve düşünce derinliğini öne alan çalışmalar üzerine yoğunlaşılmakta; sergide oluşan farklı yorumlara dikkat çekilmektedir. Sergi ayrıca Cumhuriyet döneminde yaşanan sanatsal gelişmenin niteliği üzerinde de durmakta; özgün yorumlar üreten üretim biçimlerini, yer ve zaman kavramlarıyla bağlantılı bir şekilde tartışmaya ve değerlendirmeye sunmaktadır.

Mümtaz Sağlam, sanatçı ve ürünlerini anlatan serginin dilini -tüm anlatılarda olduğu gibi- üçüncü tekil kişi ağzından, bakışından ve geçmiş zamandan anlatan bir kurguda, çok başarılı biçimde oluşturmuş. Geçmiş zamanda ifade edilen anlatıcı konuşmaları, canlandıran kişinin kendi konuşmalarını içeren figür konuşmaları ve ürünlerle de sahneye özgü bir canlandırmaya dönüştürülen anlatı ile yer ve zaman bir kenara bırakılmadan ele alınmış.

Kültürel zenginlikleri farklı düzlemlerde tanıtmanın toplumsal bir sorumluluk olduğu bilinciyle hareket ettiği anlaşılan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile bu sergiye ev sahipliği yapan ve önemli bir seçkiye imza atan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi bu anlamda çok önemli bir iş birliğine imza atıyor.

22 sanatçının (Fikret Muallâ, Sabri Berkel, Selim Turan, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nejad Devrim, Mübin Orhon, Abidin Dino, Avni Arbaş, Burhan Doğançay, Erol Akyavaş, Adnan Çoker, Mehmet Güleryüz, Alaettin Aksoy, Neşe Erdok, Komet, Ergin İnan, Adem Genç, Halil Akdeniz, Kemal Önsoy, Serdar Arat, Ahmet Oran, Ekrem Yalçındağ) 28 eseri ile yer aldığı sergi görülmeye değer. Sergi 30 Eylül 2019 tarihine kadar görülebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar