Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

Sanat eğitimi yolunda bir yaşam: İnci San

Bugünlerde kitapevlerinin raflarında “Çocuk ve Sanat” ile “Yaratıcı Drama ve Müze” kitaplarını gören kimi okurlar İnci San kimdir diye düşünebilirler. Sanat eğitimi, sanat tarihi, yaratıcılık, sanatsal yaratma, imgesel ve ıraksak düşünme, yaratıcı drama, müze, müze eğitimi, kültürel eğitim ve çocuk müzeleri gibi kavramları bir arada duyduğumuzda adres çoğunlukla aynı kişiyi gösterir: İnci San.

İnci San aynı zamanda “Sanatsal Yaratma ve Çocukta Yaratıcılık”, “Sanat Eğitimi Kuramları” ve “Sanat ve Eğitim” gibi alanın önemli kitaplarının da yazarı, sanat eğitimine çok yönlü bakan bir Cumhuriyet ve bilim kadınıdır. Sanata bilimsel açıdan bakmayı ilke edinmiş ve yan yana gelmeyeceği düşünülen bu iki kavramı “sanat bilimi” olarak bir üst çatıda ele alan çalışmaları gerçekleştirmiştir.

İnci San akademik yaşamının önemli bir kısmını eğitim bilimlerinin bir alt alanı olarak sanat eğitimine (Kendi belirlemesi ile sanatlar eğitimbilimine) ayırmıştır. O, sanat eğitiminin en çok sanat yoluyla eğitim anlayışını benimsemiştir. Bu eğitim anlayışında bireyin uyumlu ve dengeli bir kişilik geliştirmesini, her tür yaratıcı anlatım biçiminin ve öznelliğinin özgürce ifade edilmesini önemli saymıştır. Ayrıca sanat yoluyla eğitim anlayışıyla sanatın bir araç olarak eğitsel amaçlar için kullanılması üzerine ilk araştırmaları yapmış ve pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Böylece çocuk ve gençlerin insancıl yönde geliştirilebileceklerine, daha iyi bir okur, izleyici, dinleyici olabileceklerine ve onlara sanat bilincinin daha sağlıklı verilebileceğine inanmıştır.

İnci San’a göre sanat eğitimi aynı zamanda çağdaş bir insanı yetiştirmek için gereken estetik eğitimin bir başka adıdır. Bu nedenle estetik kaygısı gelişmiş bireylerle daha gelişmiş bir toplum olunacağının izlerine San’ın tüm çalışmalarında rastlanır. Estetik kaygısı gelişmiş bireyler biat kültürü içerisinde bir seçme davranışını değil, demokratik bir düzenin
eşit ve adil paylaşımını esas alırlar. Estetik kaygısı gelişmiş toplumlarda bireyler toplumsal yaşamın da estetik olması kaygısını taşırlar.

Sanat eğitimi biraz da bu nedenle özellikle yetişen kuşaklar başta olmak üzere, tüm kitleye yönelir, sanatsallığın yaşamsal değerini belirler ve yaratıcılığı geliştirme amacını taşır. San, yaratıcı drama, müze eğitimi, kültür pedagojisi ve çocuk müzeleri gibi yeni anlayışları da sanat yoluyla eğitimin bir parçası olarak görerek ülkemizde bu alanların gelişiminin öncülüğünü yapmıştır.

İnci San bu alanlara yönelik tüm yazıları Yeni İnsan Yayınları tarafından Çocuk ve Sanat (2017) ile Yaratıcı Drama ve Müze (2018) adlarıyla iki ayrı kitap olarak yayımlanmıştır. İki kitapta da İnci San’ın sanat eğitimi yolunda tüm yaşamı boyunca yazdığı makale, bildiri ve konuşma metinlerine yer verilmiştir. Kitaplarda -dikkatli bir okumayla- tiyatroyu bir halk eğitim aracı olarak değerlendiren ilk çalışmalara, tiyatro ve yaratıcı dramanın aynı zamanda bir sanat ve yaratıcılık eğitimi olduğunu vurgulayan bildirilere yer verilmiştir. Ayrıca çocuğun ve gencin sanat eğitiminin örgün eğitim içerisindeki yerini derinlemesine tartışan, yaratıcılık ve düşünme biçimleri, sanat eğitimi yaklaşımları, sanatta yaratıcılık, eğitim öğretimde yaşayarak öğrenme ve estetik, bir süreç olarak yaratıcı drama, feminist drama pedagojisi, müze eğitiminin gelişimi, kültür pedagojisi ve çocuk müzeleri gibi başlıklara odaklanan ve yazarın akıcı üslubu ile kaleme alınan pek çok makale göze çarpar. Çok yönlü bir bilim kadını olan İnci San’ı daha yakından tanımak ve disiplinler arası çalışmalarını okumak isteyenlere bu kitaplar önerilir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar