Bu Kuran kursları kapatılmalıdır

Atalarımız ne demiştir? “Aklı olmayanın dini de yoktur…”
Dini algılamak için akla ihtiyaç vardır. O yüzden de akıl sahibi  insanoğlu dini icat etmiştir. Başlangıçta değişik nesneleri Allah saymış, sonra o Allahları insan biçiminde tasvir etmiş; en sonunda da tek Tanrı fikrine ulaşmıştır.

Allah’ta ilahlık, yani çok Tanrıcılık gömülüdür. Çok ilahı (Arabistan’daki sayılarının 360’ı bulduğu söylenmektedir.)  tek Allah haline getiren Hz. Muhammet’tir. Ondan önce Mekkeliler, Kabe’nin içindeki bir kuyunun üstüne konulmuş olan Hübel adlı ilaha taparlardı ki Hübel de insan biçimliydi.

Kısacası, dinler tarihi, Allah kavramının akıl süzgecinden geçirilerek soyutlaştırıldığı ve tekleştirildiği bir tarihtir. İnsanlığı putlara tapma cehaletinden de çok akıllı insanlar kurtarmışlardır. Gel gör ki o dönemlerde de putlara hizmet eden rahipler bu akıllı insanlara düşman olmuşlardır. Hz. Muhammet’in (aklı temsil eden konum) Mekke’daki düşmanları da rahipler ile köle sahibi tüccarlar idi.

ÇOCUK KURAN ÖĞRENEMEZ
Dinler tarihinden bugünkü Türkiye’ye gelirsek… AKP iktidarları, dindar nesil imal etmek iddiasıyla ilkokul çocuklarını bile Kuran kurslarına yönlendirdi. Halbuki çocukların din denilen soyut konuda doğru düşünceler üretmesi beklenemez. Hele hele Kuran-ı Kerim gibi Arapça bir metni anlamaları mümkün değildir. Çünkü bugünün dünyasındaki Araplar bile Kuran konusunda birbirleriyle anlaşamıyorlar. Arap ilahiyatçılar dahi Kuran ayetleri konusunda birbirlerini yalanlamaktalar…
Kuran kursu denilen işlem, Kuran öğretmek veya çocuğa din bilgisi vermek değildir. Bu işlem, çocuğa anlamadığı yabancı dilden cümleleri, onları kutsallık duygusuyla korkutarak ezberletmektir. Bu ezberleme, sonuçta o çocuğu baş eğmeci hale getiriyor. Bu psikolojik baskı ile çocuk aklını kullanmayı bırakıyor ve böylece dışarıdan gelen etkilere açık duruma düşüyor.

OSMANLICI ZİHNİYET AT KOŞTURUYOR
Kuran kurslarına çocuklarını; din duygusu fazla, maddi durumu zayıf aileler yolluyor. Bu sosyal koruması da zayıf çocuklar Kuran kurslarındaki gulamparacıların (oğlancıların) eline düşüyor. Ve ikide bir şu tarikatın yurdunda çocuklar istismar edildi gibi bir haber düşüyor medyaya… 

Bu tecavüzlerden bir kısmını derleyip “OSMANLIDA OĞLANCILOK” adlı kitabımızda yayımladık. Ve cumhuriyet rejimine savaş açan tarikatçıların iğrenç ahlak sistemlerinin köklerini orada gösterdik. 

Ne acıdır ki erkek çocuklara tecavüz işi, Osmanlı sarayında ortaya çıkmış, oradan sokaklara taşmıştır. Sonra da dinci kadrolar arasında 20. Yüzyıl’a aktarılmıştır. Bunun belgelerini hem de birinci el kaynaklardan söz konusu kitabımızda ortaya koyduk. 

Zamanımızda, cumhuriyet rejimi yerine Osmanlı sistemini isteyenlerin asıl amacı, din altına sakladıkları bu sapkınlıklarını koruyacak bir devlet sistemi yaratmaktır. 
Bu sapıklıkların çıktığı yerler, özünde gerici Halidi tarikatın tekkelerinden ibarettir. Bunları ve örgütlenmelerini TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE/Halidi Cehennemi’nde anlattım. Okuyun göreceksiniz ki bu karanlık yapıların tümü bu iktidar tarafından korunmakta, beslenmektedir. Kamu malları, devletin hazinesi ve devletin kadroları bu Halidi sapkınlara peşkeş çekilmiştir, çekilmektedir. 

İşte asıl tehlike buradadır. Bu sapkınlar, iktidar koruması altında mahallelere yayılmışlar; kurdukları vakıflar ve derneklere bağlı Kuran kursları açarak çocuklarımızı avlamaya başlamışlardır. Bu vakıflardan birisi olan Ensar Vakfı’ndaki tecavüzlere AKP’li bakanların ve milletvekillerinin nasıl arka çıktıkları akıllardadır.

Masum yavrularımızı, bu sapkın sahte hocaların tecavüzlerinden korumak için en azından Diyanet İşleri’nin dışındaki bütün Kuran kursları derhal yasaklanmalıdır. Bu yapılmaz ise bu karanlık yerlerde ortaya çıkacak tecavüzlerin vebali AKP’lilerin boynunda olacaktır.

DOĞA DÜŞMANLIĞI RESMİLEŞTİ
Türkiye'nin doğal varlıklarının korunması konusunda en önemli anayasal kurumlardan biri olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) kapatılıyor. 
Ne bekliyordunuz bu iktidardan?

Bakın İstanbul’a… Bu şehri alan Fatih Sultan Mehmet’in, “Ormanımdan bir dal kesenin kolunu keserim!” dediği İstanbul ormalarında kesilmedik dal, sökülmedik ağaç mı kaldı?
O güzel ağaçların ruhu çarpacak bunları, er geç çarpacak…

YİYİN EFENDİLER YİYİN
AKP için belediyeler, Türkiye’yi yemenin en kestirme yolu… Bakın Beykoz Belediyesi ne yapmış? Beykoz’daki Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nin giriş merdivenini ile yine aynı bina içinde bir odanın prekast kaplaması işini 7 milyon 58 bin 795 TL’ye bilinen birisine ihale edilmiş.

Yazıklar olsun, yazıklar! Altın kaplama mı nedir o merdivenler?… Bunu bir CHP’li belediye yapsa idi müfettişler şimdi onun hakkında görevi suiistimalden rapor düzenleyip Saray’a bir kopyasını ulaştırmışlardı bile…

Evet bu zihniyet için “devlet malı deniz, yemeyen domuz!”…

Önceki ve Sonraki Yazılar