Salı akşamı Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın tahliye edildikleri haberi geldi. Mehmet Altan ise beraat etti. Çok küçük bir muhalif güruh büyük bir sevinç duyarken, geniş bir muhalif kesim lanet okudu. Oysa ki bu tahliyeler büyük olasılıkla bir gündem saptırması, zira iktidar emriyle yapıldığı çok belli... Kaldı ki Osman Kavala içeride, Selahattin Demirtaş da öyle... Ve daha onbinlercesi..

Kullanılıp çöpe atılanlar
Türkiye’de adalet sisteminin, hukuk devletinin fersah fersah uzağında olduğunun en açık göstergelerinden biri bu ölçütsüzlük... On binlerce kişi benzer suçlamalarla, gizli tanık ifadeleriyle hapiste çürütülüyor, birkaç kişi seçilip tahliye ediliyor. Sevin ya da sevmeyin, hatta isterseniz düşman gibi görün, ifade özgürlüğüne karşı açılmış her davadan beraat eden ya da içeriye atılıp tahliye olanlar için sevinmek, her demokratın doğal tepkisi olmalı... Ancak çok da sevinmemek lazım, zira bu iktidarın emriyle beraat etmek ya da tahliye olmak, aynı zamanda her an yeniden tutuklanmak anlamına da gelebilir.

Bu ülkenin, bu duruma gelmesine destek vermiş, siyasal islamcılarla bir zamanlar kol kola yürüyenlerden ikisinin salı gecesi salıverilmiş olması işin ironisi... Yine bugün bunların tam karşıtı kümede yer alan başta Vatan Partisi olmak üzere, Metin Feyzioğlu’dan tutun da her türlü komplocu zihniyetteki tipin de bugün iktidarla işbirliği yapıyor olması da bir başka ironi... Ve bunların hepsi, dün yandaş olanı da, bugün yandaş olanı da ileride tüm bu kötülüklerden öyle ya da böyle sorumlu olacak!

Ahmak bulursa kullanır tabii

Siyasal islam, yılandan bile kıvraktır. Zira bu kötülükler manzumesi siyaset tarzı için amaca giden her yol mübahtır. Bir zamanlar FETÖ ile birlikte bu ülkede kendini liberal sanan zeka özürlüleri kullanan siyasal islam, bugün de ‘güvenlikçi’ manipülasyonlarla ulusalcıları kullanabiliyor. Gerektiğinde bu ikisini birbirine kırdırarak, kendine yeni kulvarlar açıyor.
Aynı hataya barış süreci döneminde Kürt siyaseti de düşmüştü ve o zaman da bu fay hatlarıyla oynayarak AKP, iktidarına payanda sağlamıştı. Barış Pınarı Harekatı sürecinde ise İYİ Parti’ye bir kanca attılar, ama saraydaki hesap çarşıya uymadı. Neyse ki artık kandırmak o kadar kolay olmuyor, bir grup vizyonsuz dışında AKP’nin ne menem bir şey olduğunu hemen herkes biliyor.
 

‘Böl-parçala’ artık çok zor

Bu siyasal islamcı iktidar yine her türlü taktiği deneyip, muhalefet blokunu parçalamak için her şeyi yapacaktır. Siyasi partiler ve siyasi aktörlerden bu hilelere kanacaklar çıkarsa, bundan sonra yine kaybeden onlar olacaktır. Bir farkla ki, artık siyasal islamcı-ırkçı ititfakına destek atan her kim olursa olsun, bu kez cezasını millet verecek. Öyle sanıldığı gibi harekat sonrası bu iktidarın oylarının arttığı falan yok. Belki birkaç puanlık küçük bir oynama olduysa bile, o da bir-iki aya fazlasıyla gidecek ve çöküş devam edecek. Bu iktidara kim destek oluyorsa o da çöpe gidecek!

Ders çıkarma zamanı
İşte bu sebeple, dün tahliye edilenlerden de, dün bir yandaş kanalda saçmalayan Vatan Partisi liderinden de bir ders almak gerekir. Bu ülkede şu an iktidarda olan siyasal islamcı-ırkçı koalisyonundan daha fazla bu vatana zarar verebilecek hiçbir şey yoktur. Onun payandası olmak kadar bu vatana yapılacak daha büyük bir kötülük de yoktur. Yani kullanışlı aptallar ve vatan hainleri olarak anılmak istemiyorsanız, işte dün bir haberlerdeki tahliyelere bakın, bir de televizyona çıkan o zerre kadar partinin başkanına... Kötülüğün oyuncağı olmayın, zira sonra çöpten toplanıyorsunuz!