Süleyman Karan

Süleyman Karan

'Karanlıkların sultanları'na karşı özgürlük kalesidir cumhuriyet

Bırakın zırvaları, bırakın tekerlemeleri, bırakın kıldan tüyden kırmızı çizgilerinizi... Vampir evin kapısını kırmaya çalışıyorsa, komşunuzun sadece insanlığına bakar, kazığı sarımsağı hazırlar, çıkarsınız evinizi korumaya! Dünyanın en basit aritmetik denklemidir, ortak düşmana karşı bir cephe olmak... Gerisi, kimse kusura bakmasın ama süzme gerizekalılık olur. 


Cumhuriyet'in 93'üncü yılında cumhuriyeti kutlamak yasak!.. Bugün, gökten indirilmiş, erkin halka geçtiği bir günün yıldönümü... Her türlü eksiğiyle, her türlü hatasıyla, hadi daha da abartalım bazılarına yaptığı haksızlıklar ve acımasızlıklarla... Kıyas yaparken, yapılması gereken tek bir kıyas var. Geçmişin kirli hanedanlarından, kendinden menkul gökteki iktidarın yerdeki temsilcisi olduğunu iddia eden, insanlığı boyunduruğu altına almış, geçmişi hırsızlık ve katillikle dolu aşiret ve ailelerin hanedanlığı mıdır insani olan, yoksa tüm eksiği gediğiyle cumhuriyet midir? Soracağınız soru budur! O iktidar olan ne idiğü belirsiz aile hanedanlarının emrinde, sözde dini otoriteyi temsil eden kilise ya da halife midir, insani olan, yoksa kırık dökük, hatta ehven-i şer bile olsa siyasi partiler ve parlemento mudur? Her türlü dinin iktidarın emrinde eğilip büküldüğü, din bezirganlığı üzerinden aile saltanatının sürdüğü despotluk mudur insanoğlunun hak ettiği, yoksa din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alan laiklik midir? 


Yüzde 90 için tek alternatif


Hemen duyar gibiyim, geçmişin mikroplarından menenjit olmuş 'her devrin maaşlı memurlu' aydınımsıların hırıldanmalarını; o ahmakça terimle 'laikçilik' dediklerini... Hani kısıtlı akılla 'laikliğe' değil de 'laiklik satanlar'a yönelik uydurulmuş bir terimi, laikliği yok etmek için kullanan demagoglara.. Ve bu güruha, hıyar gördü mü tuzla koşan 'sözde liberal, özde hiçbir şey' liberalimsilere... Laiklik ya da sekülerlik, her ne olursa olsun, bu ülkede her halktan, her inançtan toplumun yüzde 90'ının tek koruyucusu olan bu sistem, kalan yüzde 10'luk kendini Osmanlı ecdadı sayan, aslen yine sadece siyasal İslam'ın en zehirlileri hariç, herkese lazım. 


Eğer ki, normal bir rejimde, yaşıyor olsaydık, tabii ki her ayrıntı üzerinden tartışır, bölünür, hatta birbirimize düşman bile kesilebilirdik. Ama artık cumhuriyetin temellerininin dinamitlendiği, ülkenin bir yerinde iç savaş yaşandığı, barışçıl olan her şeye düşman bir gidişatın bölgeyi ateşe çevirdiği bir ülkede, laiklik ve demokrasi adına sahip çıkılacak tek ortak değer cumhuriyet... Kimler için? Tabii ki kendini çağdaş, demokrat, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne sahip çıkan, ifade özgürlüğünü savunan herkes için... Yani; tüm yurtseverler, sosyalistler, sosyaldemokratlar, liberaller, muhafazakar-demokratlar, Kürt siyaseti, tüm etnik ve dinsel azınlıklar, tüm altkültürler ve cinsel kimlikler için... 


Son kale yıkılırsa, hangi özerklik?..


Yine duyuyor gibiyim... "Cumhuriyet'in üniter devlet anlayışınını yaşattığı sorunlar ne olacak peki?" diyenleri! Şöyle bir cevaba ne dersiniz? Eğer ki 29 Ekim'de cumhuriyetin iyi yanlarına sahip çıkarsanız, sorunlu yanlarını hep birikte çözmemiz için bir şans doğar. Zira, karşınızda 'laikliği' anayasadan çıkartmak isteyen, parlamentoyu bir tarihi esere çevirme hayaleri kuran, ceberrut, maceracı, irrasyonel, gericiler saldırı için pusudayken, öncelikli korunacak kale laiklik ve demokratik parlamentarizm... Eğer bugün buna sahip çıkar ve onlarca yıllık bir süre için gasp edilmesine engel olabilirsek, bu ülkenin tüm yurtsever insanları, Kürt sorununa da, sosyokültürel özgürlüklere de, katılımcı demokrasiye de bir şekilde uzlaşarak, hatta belki de oydaşarak ulaşabilir. Eğer bunu beceremezsek!.. Yine üniter, üstüne üstlük faşizan, teokratik, mezhepçi, otokratik bir cehennem... Bir cehennemde özerk olsan ne olur, ateş içinde özerklikten ne olur?


Simgesel değil artık, yaşamsal


29 Ekim kutlamalarına katılmak, sadece gökten yere indirilen iktidara sahip çıkmak değil, bu farklı halkların kendi yurtlarına sahip çıkması olacaktır bugün... Sivil darbe, iç savaş, bölgesel savaş, ifade özgürlüklerinin yok edildiği topraklarda, cehenneme giden köprüden önceki son çıkış cumhuriyet... O çıkışı kaçırdık mı, hep birlikte sülfür kokusu koklayacak, hep birlikte yanacağız.  

Bugün bayraklı, bayraksız, örgütlü ya da bireysel, yasaklara inat cumhuriyete sahip çıkanlar, yarın tüm farklılıklarıyla yepyeni ve çok daha demokratik, çok daha özgürlükçü bir yurdu hep birlikte inya edecek olanlar. Bireysel, sınıfsal, ideolojik, politik, dinsel, kültürel meseleleri bir süre arka cebimize koyup, el ele verirsek eğer, işte o zaman hala bir umut var demektir. 


Zira bu ülke, kendi coğrafyasında eksik ve sakat da olsa, onuruyla bir cumhuriyet inşa edebilmiş tek topraktır. Ve bu topraklar, 'karanlıklar sultanları'na haramdır! Haram etmek boynumuzun borcu olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar