Gümüşhacıköy tohum takas şenliği: Tohum özgürlüğü yayılıyor

Yerel tohum takas şenlikleri artık Ankara’nın doğusuna geçti, yayılıyor. Samsun’da da yapılmıştı. En son 9 Eylül 2017’de Amasya’nın Gü- müşhacıköy ilçesinde gerçekleştirildi. Diyarbakır’da da geçen yıl yapılacaktı, ama bildiğiniz sorunlar nedeniyle yapılamadı. Ancak Güneydoğu’da da bu konuda çalışan gruplar oldukça bilinçli. Tohum şirketleri ülkenin her yerinde hegemonyalarını devlet politikalarını da arkalarına alarak derinleştirmeye çalışırken, doğu batı demiyorlar. Şirket tohumları zulümü ülkenin %99’una ve doğal hayata, ekolojiye karşı ayrım gözetmiyor.

Gümüşhacıköy Belediyesi ve enerjik başkanı Zehra Özyol ve Ticaret Odasının çalışkan genel sekreteri Tamer Kısa etkinliğin başarılı olması için büyük bir çaba gösterdiler. Etkinlik başta Gümüş- hacıköy Belediyesi olmak üzere Ulusal Tohum Takas Merkezi, Gümüşhacıköy Yerel Eylem Grubu Derneği, Gümüşhacıköy Ziraat Odası, Gümüşhacı- köy Sulama Birliği, Orta Karadeniz Ekolojik Çiftçi Platformunun çabaları ile gerçekleşti. Köylerden çiftçiler de etkinliğe katıldı. Ürünlerini sergilediler. Etkinliğe ülkenin çok değişik yerlerinden yerel tohuma gönül veren kuruluş ve kişiler katıldı. Bunlar; İzmir (Seferihisar Can Yücel Yerel Tohum Merkezi, Yerel Tohum Derneği, Ödemiş Grubu, Tarım Ekonomisi Derneği), İncirliova Grubu/Aydın, İstanbul Grubu, Salihli Grubu/Manisa (GEMA Vakfı), Turgutlu Grubu/Manisa (Yaşamder), Bafra Grubu, Sarayönü Grubu (Konya) oldu.

Gümüşhacıköy cittaslow kenti olmak için çalış- malar yapıyor. İlçede ekolojik üretimi başarmış çift- çiler var. Ancak her yerde olduğu gibi endüstriyel tarım sistemi yaygın. Şeker pancarı ve soğan epeyce tarım ilacı (zehir) ve kimyasal gübre kullanı- larak üretiliyor. Gümüşhacıköyün yerel soğan ve gümüş pırasa denilen ürünlerini ekolojik olarak üretenler var. Bu çiftçiler ev yapımı ilaçları kullanı- yorlar. Bu ürünleri oldukça lezzetli. Gümüş pırasa Ege’de bizlerin de yetiştirdiği yerel pırasalar gibi kısa boylu, kalın ve oldukça lezzetli. Haşhaşlı çö- rekler yapılıyor ve fırınlarda satılıyor. Üveyik buğ- dayı da meşhur yerel buğday çeşitlerinden. Keşkek diğer bölgelerimizden farklı yapılıyor. Etkinlikte ikram edildi. Çok lezzetli. Ancak bu etkinlikte de birçok yerlerde görüldüğü gibi keşkek ve haşhaşlı çörekler altı numara köpük plastik kaplar içinde ikram edildi. Bir yandan yerel tohum gibi ekolojik boyutu olan bir etkinlik yaparken, diğer yandan kanserojen olduğunu bildiğimiz malzemeleri yaygınlaştırıyoruz. Hâlbuki 2010’da ilk yapılan şenlik olan Torbalı’da küçük porselen tabak ve metal ka- şıklarla keşkek yemiştik. Bu o kadar zor değil. Porselen tabaklar çok ucuzladı. Biraz gayretle yerel tohum savunucuları ve davetli tüm halk porselen tabakta ikramları alabilir.

Gümüşhacıköylü dostlarımıza önerimiz ekolojik haşhaş ve ekolojik buğday yetiştirilmesini sağlayıp, keşkeği ve haşhaşlı çörekleri sadece şenliklerde değil, bütün yıl boyunca satılmasını sağlamak. İl merkezi Amasya’da turizmin epece geliştiğini izledik. Gümüşhacıköy de bundan yararlanmak istiyorsa ürünlerin kalitesini yükseltmeli. Örneğin yöreye has yemekleri ikram edecek bir küçük restoran belediye tarafından kurulabilir. Seferihisar’da şimdi kapanmış olsa da Sefertası adlı restoran yerel yemeklerin yaygınlaştırılmasında etkili olmuştu.

Endüstriyel üretim yapanların hepsinin bir anda ekolojik üretime geçmelerini beklemek pek ger- çekçi değil. Bu nedenle adım adım ilaçsız tarıma bir geçiş için çalışmalar yapılması gerekiyor. Gü- müşhacıköy’de ekolojik üretim yapan çiftçiler var. Özellikle küçük ve orta çiftçileri ikna edip zehirsiz ve kimyasal gübresiz üretim yapmaları sağlanabilir. Bu konuda Foça Slowfood grubunun yönettiği Yeryüzü Pazarı veya Bodrum Tohum Derneğinin yönettiği Ekolojik Pazar örnek alınabilir. Bunlar organik pazarlardan farklı. Organik pazarlara girecek çiftçilerin sertifika almaları zorunlu. Sertifika almak için gene şirketlere çiftçi para ödemek zorunda. Bu masraflı. Foça Yeryüzü pazarlarında üreticiler %100 organik yapmıyorlar. Az miktarda kimyasal gübre ve tarım ilacı uygulayanlar var. Ancak istenilen gelişme bunları tamamen terk etmek. Bu mümkün. Gümüşhacıköy’de kurulacak bir yeryüzü pazarı veya ekolojik pazar bir çekim ve eğitim odağı gibi çalışarak ilçe ve köylerinde agro ekolojik temellere dayalı bir tarımın yaygınlaşmasına ve artacak turizme katkıda bulunabilecektir.

Konya Sarayönün’den katılan önceki Sarayönü Tarım ilçe müdürü Mehmet Karlı “Pulluksuz Tarım” adlı kitabını bize verdi. Sarayönü’nde başarılan bu uygulama ile hiç toprak sürmeden ürün yetiştirmek mümkün oluyor. Örneğin buğday hasadından sonra toprak hiç işlenmiyor. Yeni ürün için tohum doğrudan anıza ekiliyor. Buğday-arpanohut veya buğday-arpa-macar fiği gibi üç yıllık ürün nöbetleşmesi yapılabiliyor. Böylelikle mazot kullanımı iyice düşüyor. Erozyon azalıyor. Küresel iklim değişikliği engelleniyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sıfır işleme (İngilizce zero tillage) veya pulluksuz tarım denilen bu yaklaşımları her yerde yaygın bir şekilde teşvik edeceğine, 2018 yı- lından itibaren, sadece şirket tohumlarını alan çift- çilere diğer destekleri vereceğini açıkladı. Mazotun ise yarısını devlet ödeyecek. Bu destekleme politikası şüphesiz sadece tohum şirketlerine yarayacak. Ancak mazotun ucuzlaması nedeniyle bu gibi pulluksuz tarım uygulamalarının da önemsizleşmesine yol açılmış olacak. Mazot masraflarının çiftçinin belini büktüğünü biliyoruz. Ancak bu destekleme politikası bir yönüyle de popülist bir politika. Buna karşılık çiftçi eline geçen buğday veya süt fiyatları- nın yükselmesi için bakanlık hiçbir şey yapmıyor. Çünkü bu IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankasınca adeta yasaklanmıştır.

Yerel buğday çeşitlerinin sağlığa çok yararlı olduğu biliniyor. Gümüşhacıköy’de özellikle ekolojik üretilmiş üveyik buğdayına destek verilirse, ununun ve ondan üretilen haşhaşlı çörek veya ekmeklerin iyi fiyatlarla satılması mümkün olacaktır. Tohumların özgürlüğü mücadelesi devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar