Şehitler aynı, marşlar değişti!

Yıllardır ülke savunması için vatan görevini yapacak gençlerimizin durumunu tartışıyoruz.

İzlenen politikalar, vatan görevi olarak bilinen askerliğin para karşılığı yerine getirebileceğini neredeyse kalıcı hale getirdi.

Birkaç yılda bir yeni bir düzenleme ile fiyatlarda yapılan değişiklikle “Vatan sana canım feda” yerine “Param sana canım feda” diyenler, riskin olmadığı yerlerde 3 haftalık konuk edilerek sivil hayata dönüyorlar.

Ekonomimizi de canlandıran bu “Param sana canım feda” yöntemi için bankalara yeni bir kredi enstrümanı yaratılıyor.

Terörün olmadığı bir ülke olsaydık veya 2001 yılındaki sıfır terör döneminde yaşasaydık bu sistem anlaşılabilirdi. Kısa bir temel eğitimle askerlik görevini yaparken savunma sanayimizi destekleyen ve ihtiyaç fazlası erlerin ekonomik hayata katılmasını düzenleyen bir sistem olarak değerlendirilebilirdi.

Ancak paralı askerlik tercihlerinin altında terör veya sınır ötesi operasyonlarda kaybettiğimiz binlerce “kınalı kuzularımızın” şehit oluşlarındaki korku yatıyor.

Öyle ki paralı askerlik olmadığı dönemlerde “Askerliğe elverişsiz” raporlarındaki artış ve bu konudaki sahtekârlıkların ayyuka çıkması düşündürücüdür.

Adalet arayışlarımızdaki listeye bu konu da eklenmelidir. Uzun lafın kısası; 2001’de biten terörün tekrar hortlaması bir yana, kınalı kuzularımızın şehit oluşlarının önüne geçemiyoruz.

Hatta gençlerimizin sadece imkânı olmayanların askerlik yapmasını ve dolayısıyla sadece bunların şehit olmasını engelleyemiyoruz.

”Çözüm sürecinde” Valiliklere gönderilen “Terör örgütlerine karşı operasyon yapmayın” genelgesinden sonra 81 ilin Valilerine gönderilen yeni genelge “Terörde kaybedilen askerlerimizin gariban halk kesimlerinden oluşunu değiş- tiremedik, bari cenazelerindeki marşı değiştirelim” niteliğinde.

Genelgede bundan böyle İtri’nin “Tekbir” ini duyacağız.

Chopin’in cenaze marşı evrensel anlamda kabul görmüş bir müziktir. Bütün dünya milletlerinde, dinsel kökeni yoktur.

Zira ölenin dinsel kimliği farklı olsa da acının yaşandığı cenazede duyguları birleştirir.

Oysa şimdi şehit cenazelerinde kayıplarımıza dinsel kimlik vererek sonunda “Cenazeyi de törene katılanları da bölmeyi başaracağız.

15 yıldır yaşadığımız garabetler zincirine eklenen bu “Cenaze marşlarının değişme” halkası, hiç olmazsa acılarda birleşen toplumumuzu burada da ayırmanın planı gibi görünüyor.

Bizim marşları değil bu karanlık kafaları değişmeye ihtiyacımız var.

Önceki ve Sonraki Yazılar