Halkın bilgisi

YAKLAŞIK onüç bin yıldır dünyada tarım yapılıyor.

Birçok çiftçi kuşağı deneyimlerini önce sözel sonra da yazılı olarak sonraki kuşaklara aktardı.

Bu bilgiler hiç de yabana atılmayacak değerler taşıyor.

Örneğin şimdi dünya küresel iklim değişikliği denilen bir olgu ile karşı karşıya. Sulama suyu gittikçe problem olmaya başlıyor.

Hâlbuki eski çiftçi kuşakları karşılaştıkları kuraklıklara karşı bugün yağmur hasadı dediğimiz teknikler geliştirdiler.

Çatıdaki suyu sarnıçlarda toplamadan başlayın, kanallar kazarak, ağaçların önüne taş duvarlar yaparak devam eden birçok tekniği var.

Bu yeraltı suyunu sürekli sömürmekten daha ekolojik ve ucuz. Konya ovasında yeraltı suyunu çeke çeke su düzeyi iyice düştü.

Obruk denilen 100 metrelik toprak çöküntü- leri oluşuyor. Bir yandan da havza dışından su getiriliyor. Bunun için elektrik gerek.

Elektrik için de termik santral gerek. Sorunlar çözülmek bir yana artıyor. Binlerce yıllık yağmur hasadı tekniklerini batılılar incelediler.

Şimdi bize öğretiyorlar. Halkın bilgisi dediğimiz bu bilgi türü agroekolojik ilkelere uygun.

Çok ekolojik. Fosil yakıta hiç gerek yok. Bu demek değil ki bilimsel bilgiye sırtımızı dönelim.

Ancak bu halkın bilgisini (yerel bilgi veya geleneksel bilgi de denebilir) hızla derlememiz gerekiyor.

Bu alanda çok geriyiz. Kimyasal gübre, tarım ilaçları, tohum üreten şirketler bu bilgi türünden hiç hoşlanmıyor.

Çünkü bunlar çiftçiyi güçlendiriyor. Göreli olarak bağımsızlaştırıyor. Halkın bilgisini derlemek ve incelemek için çok eskiden beri birçok dünya ülkesinde kuruluşlar, dergiler oluşturuldu.

Biz de ise bunlar yok. Hâlbuki içinde yaşadığımız coğrafya ilk tarım devrimine beşiklik yapmış verimli hilal denilen bölge.

Nasıl yerel tohum kayboluyorsa, bu bilgi türü de kayboluyor.

Onun için bir an önce derlenmesi, incelenmesi gerekiyor.

Geleneksel bilgi biraz daha kısıtlı bir kavram. Halkın bilgisi dediğimizde şu anda halk tarafından üretilen bilgi de içerilmiş olmaktadır.

Ev yapımı tarım ilaçları konusunda bir kitabımız var. Füsun Tezcan’ın kitabı bu konuda bir öncü oldu.

Ancak tabii ki konu çok daha geniş. Endüstriyel tarıma karşı agroekolojik tarımla baş edebiliriz.

Agroekolojinin güçlenmesi için halkın bilgisi de çok önemli. Küresel iklim değişimi birçok çevrenin paçasını tutuşturdu.

Şirketler bile bugün agroekolojiden söz eder oldular.

Ancak onların anladığı gene kendi kontrolleri içinde kalan bir anlayış.

Geleneksel bilginin tümü doğru da olmayabilir.

Ancak önce derlenip, sonra doğru olup olmadığı araştırılabilir.

Geleneksel bilginin veya halkın bilgisinin mistik bir yönü olmamalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar