Tevfik Dalgıç
AMERİKA’DA ALKOL YASAĞI ANAYASAYA BİLE KONDU: FAKAT UYGULANMASI MÜMKÜN OLMADI…
Amerikan tarihinde ilk kez bir anayasa maddesi kabulünden 13 yıl sonra iptal edildi.Bu anayasa maddesi alkol üretimi, ve dağıtımını yasaklayan bir madde idi.
Kısaca tarihe bakacak olursak Amerikalılar bağımsızlıklarını kazandıktan sonra ülkede içki tüketiminde bir artış gözlemlendi. Durumdan vazife çıkarma meraklısı bazı dinci örgütler değişik eyaletlerde mahalle başkısı veya “ikna yoluyla alkol kulanılmasını önleme: kampanyaları başlattılar. Hemen hemen tüm eyaletlerde etkili olmaya çalışan bu harekete “Temperance-Ölçülü Olma (ölçülü içki içme)” hareketi adı verildi.
Zaman içinde bu baskıların ve ikna yolunun alkol kulanımını azaltmadığını gören bu örgütler giderek alkol karşıtlığının dozunu artırarak alkolün toptan yasaklanması için kampanyalar yürütmeye yöneldiler. Temperance hareketi toplumun bütün sorunlarından alkolü suçlu tutmaya başladılar. Kazalardan, aile içi şiddetten, boşanmalardan, cinayetlerden, hırsızlıklardan, kısaca toplumu geren veya üzen tüm hareketlerin anası olarak bu “şeytani sıvı”yı sorumlu tuttular. Kısaca saloon adı verilen barlar, meyhaneler ve içki içilen yerler özellikle bu hareketin baş düşmanı ve hedefi haline getirildiler.
Yıllarca süren mahalle başkısı, dinci cemaatlerin etkileri ve Temperance hareketinin çabaları ile 1900’lerin başında yaklaşık tüm eyaletlerde alkol düşmanlığı tırmandırıldı. 1916 yılına gelindiğinde eyaletlerin yarısında alkol yasağı başlamıştı bile. 1919 yılında Amerikan Kongresi (Senato ve Temsilciler Meclisi) nin kararıyla Amerikan Anayasasına bir madde eklendi.18 inci Ek-18th. Amendment-adı verilen bu madde 16 Ocak 1920’de yürürlüğe girdi. Anayasanın bu ek maddesine açıklık getiren Volstead Yasası ile;"bira,şarap ve diğer tüm sarhoş eden malt ve şarap kökenli, yani yüzde yarımdan fazla alkol taşıyan her içki bu yasak kapsamnina alındı. Yani bunların üretimi ve dağıtımına hapis yasağı da dahil değişik cezalar verilmesi” öngörüldü.
Kanun Boşuluğu ve Gangsterler Dönemi
Anayasaya konulan 18inci ek madde içki içilmesini değil, üretimini ve dağıtımını, satışını engelliyordu içmeyi yasak kapsamına almamıştı. Anayasa değişikliğinin kabulü ile uygulamaya geçmesi arasındaki bir yıllık süre içinde milyonlarda Amerikalı evlerini, depolarını içki ile doldurdular. Hatta yasaya oy veren milletvekili ve senatörler ile, bu yasağın öncüsü olan bazı cemaat üyeleri de bu yolu seçtiler. Herkes özel konut niteliği taşıyan yerlerde içki içmeye devam etti. Ayrıca Volstead Yasası doktor reçetesi ile alkol kullanmaya izin veriyordu. Bir süre sonra yazılan reçetelerin büyük bir kısmı içki kullanımına ayrılmıştı.
Kendilerine kasa kasa içki alıp depolamayan milyonlarca insan kendine reçete yazacak”dost doktor” aramaya başladı. Bu arada alkolllu içki üretiminin sadece tıbbi amaçlı olması nedeniyle artan içki talebine çözümü gangsterler buldu. Kaçak içki üretimine başladılar. Kaçak içki üretimindeki büyük karlar nedeniyle içki çeteleri piyasaya hakim oldular. Bunlardan bir kısmı Kanada’dan kaçak içki getirirken, bir kısmı da Karayıp adalarından kaçak Rom getirmeye başladılar. Amerikan polisi ve kaçakçılıkla mücade eden örgütler bunlarla mücadelede başarılı olamadılar. Kaçak içki üretimi, dağıtımı ve kaçakçılığı ile görevli elemanlar az bir ücretle çalıştıkları için gangsterlerden rüşvet alarak onlara göz yumdular. Bu gangsterler arasındaki mahalle kontrol savaşları Hollywood yapımı çok filme konu oldu. Bu gangslerlerin en ünlüsü ise Al Capone idi. Amerika’nın Şikago kenti bu gangster savaşlarının yer aldığı kent olması yüzünden ayrı bir un kazandı.
Kaçak içki üretiminin gene gangsterlerin açtığı gizli meyhaneler ve barlar, ki bunlara “Speakeasies” yani “rahat konuş” anlamına gelen lakaplar verildi. Bu gizli bar ve meyhanelere, kumarhanelere gelenler buralarda kaçak içkiyi yudumlayıp, sohbet ediyorlar ve günün yorgunluğunu atıyorlardı.
Alkol yasağını getiren Anayasa ek maddesi daha kanunlaşmadan bunun iptali için bazı gruplar harekete geçmsti bile. Dinci cemaatler ve grupların iddia ettiği gibi yasaklar sorunları çözememiş, tam aksine yeni sorunlar çıkarmış, şehirlerde gangster savaşları başlamış, kalitesi bozukve kaçak içkilerden zehirlenenler çoğalmış, sosyal ve psikolojik bir tepki olarak halkta yasağa direnme başlamış, içki içmeyenler bile yasağı delmeyi bir çeşit kahrmanlık gibi görmeye başlamıştı. Dinci cemaatlerin etksi giderek azalmaya başlamış çok sayıda kişi içki yasağının kaldırılması yolunda çalışmaya başlamış ve yüksek perdeden konunun bir anayasa maddesi haline getirilmesinin anlamsızlığı konuşulur olmuştu.
1929 daki ünlü Wall Street Borsa’sının çökmesi ülkeyi depresyona sokmuş, Amerikan hükümeti ekonomiyi düzeltmek için mali kaynaklara ihtiyaç duymaya başlamıştı. Bunun için de alkollü içki üretimi, dağıtımı ve halka açık yerkerde tüketiminden gelecek gelire duyulan ihtiyaç artık bu anayasa ek maddesinin anlamsızlığını ortaya çıkarmıştı. Ayrıca sayıları milyonları bulan işsize de iş alanları yaratmak gerekiyordu. İçki piyasasının milyarları aşan potansiyelini harekete geçirmek zorunlu olmuştu.
Nihayet 5 Aralık 1933 yılında Alkolü yasaklayan anayasa ek maddesinin yürürlükten kaldırılması kararı alındı.Artık Amerikada içki üretimi, dağıtımı ve kamuya açık özel yerlerde; barar, meyhaneler, gece kulüpleri, kumarhaneler ve saloon’larda kullanımı serbest hale geldi.
Bu uygulama da, tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi baskı ve zorla, hatta kanun yoluyla insanların yaşamına müdahale etmenin geri tepeceğinin, hatta bir karşıt hareket doğacağının bir belirtisi olarak tarihe geçmiştir.