Demokrasi mücadelesi sınır tanımıyor

Gordion düğümü, Büyük İskender’e atfedilen bir söylencedir.
Genellikle, çözümü zor bir sorunun kaba kuvvetle halledilmesi anlamında metafor olarak kullanılır.
Referandum sonrası ortaya çıkan duruma bakınca Büyük İskender’in bu günleri gören bir kahin olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.
Cumhuriyetin tüm enstrümanlarını birbirlerine dolayarak demokrasiyi düğüm haline getirenler Gordion’u hatırlatarak, demokratik mücadelesini sürdüren yurttaşları, adeta kışkırtıcı bir üslupla bir oyunun içine çekmeye çalıştıkları açıktır.
Hayır diyenler elbette bu tuzağa düşmeyecek demokratik hak ve arayışını sürdürecektir.
Aramızdan sade bir yurttaş olan Şahin Ciner gibi demokratik hak ve arayışlara hem cevap ve hem de ders niteliğinde tam sayfa gazete ilanı ile veyahut benzer ilkelerle yurttaşlık bilincini ortaya koyanlar çıkacaktır.
Gazetemiz Yurt’ta pazartesi günü dikkatimi çeken sade bir yurttaş Şahin Ciner’in arka tam sayfadaki bu
ilan metnini virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyorum.

Madde 101: Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçerli değildir.
BUNA RAĞMEN REFERANDUM İPTAL EDİLMEZSE İLK CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE ADAYLIĞIMI İLAN EDİYORUM
Toplumsal barış, kardeşlik ve adaleti sağlamak için parlamenter sistemi ve kuvvetler ayrılığı ilkesini,
fiili durum olarak tekrar hayata geçirmek üzere; 
Meclis’te temsil edilen siyasi parti genel başkanlarının “Cumhurbaşkanı yardımcısı” olarak, Cumhurbaşkanı olmadığında makama “birlikte vekâlet etmeleri” koşuluyla atanmasına,
Bakanlıklara Meclis’teki siyasi partilerden sayıları oranında atama yapılmasına,
Seçimlerde en az %1 oy alan ve Meclis’te temsil edilmeyen siyasi parti genel başkanlarını bakan yardımcısı olmalarına,
Demokratik sistemin tam bir şeffaflıkla işlemesine,
Örtülü ödenek harcama bilgilerinin her ay Meclis’teki siyasi partilerin genel başkanlarına, kapalı oturumda açıklanmasına, 
Yapısı değiştirilmiş kurumların, Cumhuriyetin varlığını ve demokrasinin devamını sağlayacak ilkeleri
gözeterek Meclis tarafından yeniden düzenlenmesine,
Referandumdan başlayarak tüm seçim süreçlerinin sorgulanarak gerçeklerin ortaya çıkmasına,
Siyasi partiler yasasının; kadın erkek eşit temsil sayısını, ön seçim koşulunu, siyasi ahlak yasasını kapsayacak şekilde düzenlenmesi ve seçim barajının düşürülmesine,
Demokratik halk meclislerinin TBMM’ne öneri verebilmesine,
Seçim kampanya görsellerinde sayı, mekân, alan sınırı ve propaganda eşitliği sağlanmasına,
Seçime girme koşullarını yerine getiren tüm partilere ödenek verilmesine,
Milletvekillerinin Genel Kurul Salonu’nda parti farkı gözetmeksizin temsil ettikleri illere göre oturmaları şartı getirilmesine,
Üniversitelerin özerk, YÖK’ün çağdaş yapıya kavuşturulmasına,
Atatürk Orman Çiftliği arazisine inşa edilen binaların, her türlü bilim dalının olduğu Demokrasi Üniversitesi haline dönüştürülmesine,
Opera ve tiyatro salonlarının çoğaltılmasına,
Milli eğitimin, Köy Enstitüleri ilkelerinde çağa uygun hale getirilmesine,
Meslek okulu sayılarının, o mesleğe ihtiyaç oranında yeniden düzenlenmesine,
Her yurttaşın çalışma hakkına sahip olduğu bilinciyle, bunun tesisine ve asgari ücretin yoksulluk sınırından aşağı olmamasına,
Bireysel silahlanmanın önüne geçmek için hukuki düzenlemelere öncülük etmeye,
Komşu ülkelerle, onların toprak bütünlüklerine dayalı işbirliği yapılmasına, mültecilerin ülkelerine sağlıklı ve güvenli şekilde dönebilecekleri koşulları sağlamaya,
Siyasilerin ve bürokratların ceza yasası içine giren uygulamalarının incelenmesine, bu konuda zaman
aşımı ve dokunulmazlık olmadan yargılanmalarına,
kumpas davaları ve darbe girişimindeki tüm gerçeklerin ortaya çıkarılmasına,
Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin Devleti temsil seviyesine getirilmesine, Cumhurbaşkanının TBMM tarafından seçilmesine ÇALIŞACAĞIM. 
Demokratik bulmadığım, kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal eden bu Anayasa’nın Cumhurbaşkanına verdiği
yetkileri, kısa bir süre, demokrasimizi ve parlamenter sistemimizi yeniden kazanmak için kullanacağım.  
Ülkeyi felakete sürüklemek isteyenler amaçlarına asla ulaşamayacaklar. Bu oyunu bozmak ve vaatlerimi hayata geçirebilmek için Cumhurbaşkanlığına aday olduğumu kamuoyuna saygı ile duyuruyorum…

Bu ilanın sahibi Ciner, dayatmalar sonucunda 2019’da yeni sistem gereği bir seçim yapılırsa Cumhurbaşkanlığı için adaylığını açıklayan ilk kişi…
Elbette aday olabilir…
Seçilebilir mi bilemem…
Ancak yurttaşlık bilinciyle daha ilk günden çıkarak “hayır” bayrağını taşıyan bir adayın bu rejimin getireceği “tek adamlığa” asla razı gelmemesi ve seçim propagandasını anayasayı yeniden değiştirme merkezinde yürütmesi gerekliliğini bugünden hatırlatıyor.
Başta CHP olmak üzere referandumda hayır bayrağını taşıyan tüm siyasi görüşlere örnek teşkil ediyor.
Bu açıdan önemli bulduğum bu ilan metnini sizlerle paylaşmak istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar