DOKTORLU DİZİLER

Bütün dünyada, konusu "doktorlar" olan diziler çok tutuluyor. Bizde de, Amerika'da "The Good Doctor" adı ile yayınlanan, aslında bir Kore yapımı olduğunu yeni öğrendiğim "Mucize Doktor" adlı dizi ile, gene bir Amerikan ürünü olan "Dr. House"ın kopyası "Hekimoğlu" dizisi insanları ekran başına bağlıyor.

Bunu pek yadırgamıyorum. Çünkü bütün dünyada "doktorlar", aslında yaşamları, "National Geographic" gibi belgesel kanallara konu olması gerekli, ayrı bir "millettirler".

Bu "millet" kelimesini bilerek kullanıyorum. Bu sözcüğün tanımı, "aynı dili konuşan, belirli bölgelerde yaşayan, gelenek ve görenekleri aynı olan insan toplulukları" şeklinde açıklanıyor. İşte doktorlar bu "millet" tanımına tıpatıp uyuyor.

Kendi aralarında, kimsenin anlamadığı özel bir dille konuşuyorlar.

"Habitatları", yani yaşama alanları herkesinkinden çok farklı. "Hastane", "Klinik" gibi adlandırılan kapalı mekanlarda yaşıyorlar. Yaşadıkları yerlerde "antiseptikler", "hidrojen peroksit", "tentürdiyot" kokusu alamazlarsa yaşayamıyor, açık havaya dayanamıyorlar.

Yaşadıkları mekanlar tamamen "beyaz" olmalı. Kendileri de beyazlar giyiniyorlar. Bunların adı "Cerrah" olan "saldırgan" bir türleri, kamuflaj için yeşil ya da mavi giysiler giyiyor; aynı renk başlıklar, tanınmamak için maskeler ve parmak izi bırakmamak için lastik eldivenler takıyorlar.

"Alamet-i farikaları, boyunlarına astıkları, "steteskop" adlı dinleme aletleri O boyunlarında asılı olmazsa kendilerini "çıplak" hissediyorlar.

Doktorlar, liselerin en "inek" ve en "saf" öğrencileri arasından özenle seçiliyor ve 6 yıl boyuca "ezilerek" dayanıklılıkları artırıldıktan sonra, habitatlarına kapatılıyorlar.

Erkek ve dişi doktorlar, çoğunlukla, dışarı açılma fırsatı bulamadan, kendi aralarında evleniyorlar. Bu nedenle genetik deformasyona uğrayan yavruları da genellikle-maalesef- doktor oluyorlar.

Sersemliklerinin sınırlarını zorlayan bir bölümü "uzmanlaşmayı" seçiyor. 4yıl,5 yıl "asistan"adı verilen bir durumda süründükten sonra uzman olanların dünyaya bakışları değişiyor. Suratlarına melül-mahzun bir ifade yerleşiyor. Her şeye boyun eğmeyi, hiç bir şeye itiraz etmemeyi usulca kabulleniyor, öylesine yaşayıp gidiyorlar.

Bizde gösterilen diziler de Türkiye gerçeğine uymaya başladı. "Mucize Doktor" dizisindeki otizm hastası Dr. Ali Vefa hasta sahipleri tarafından iyi bir dayak yedi. Şimdi sıra "Hekimoğlu" dizisindeki Dr. Ateş Hekimoğlu'da. O da eşek sudan gelinceye kadar bir dayak yiyince, dizilerin Türkiye versiyonları "belgesel" tadına ulaşacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar