Amerikan halkı zenci Obama’yı seçti, ya biz?

En çok önerilen kitap listelerine bakıldığında ‘Bülbülü Öldürmek’ ilk sıralarda çıkıyor.

Peki gerçekten dünya edebiyatının klasiklerinden biri midir Amerikalı Yazar Harper Lee’nin bu romanı?

Büyük bir zevkle okudum, bitirdiğimde, evet çok güzel bir roman, gerçek yaşamdan esintiler taşıyan, Amerika’da zenci-beyaz ayırımının bir çocuk gözüyle anlatıldığı önemli bir yapıt dedim.

 

 

****

 

Öykü 1800’lü yılların sonlarında geçiyor. Yazar zaman zaman geriye dönüyor, 1861 yılında başlayan Amerikan İç Savaşı’na atıflarda bulunuyor.

Geniş çiftliklerin olduğu Amerika’nın güneyinde kölecilik hüküm sürerken, Abraham Lincoln köleliği ortadan kaldırma kararı aldı.

Bunun üzerine güneydeki 11 eyalet bağımsızlık ilan ederek Amerikan Federal Devleti’ni kurdu.

Köleliğe savaşa çan Abraham Lincoln suikastla öldürüldü.

Ardından kanlı iç savaş başladı, kölelik yanlısı güneyliler yenilgiye uğradı.

Kölelik kalktı ama zenciler ayırımcılığa uğramaya devam etti.

 

 

****

 

Romanın arka fonunda güney eyaleti olan Alamaba’daki bir kasabada yargılanan zenci ve onu savunmaya çalışan avukatın öyküsü; avukatın kızının gözünden anlatılıyor.

Ülker İnce çevirisi nedeniyle edebi dili çok iyi, çok güzel sözler var içinde:

Sesi kış rüzgarının uğultusu gibiydi.”

“Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insan vicdanıdır.”

“Sıfatları kaldırırsan geriye gerçekler kalır.”

“Bazen bir adamın elindeki İncil… Babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir.”

“Kendi kilisemde tanık olduğum gibi yine burada da din adamlarının Kadınların İffetsizliği öğretisini takıntı haline getirdiklerine tanık oldum.”

“Kibirle gelen zulmümleriyle gider.”

“Yüreğinde neşe olanın yüzü de neşe saçar.”

 

HANIM KIZ VE KEMAL KILIÇDAROĞLU!

 

Gelelim Amerikalı romancının yapıtında Kemal Kılıçdaroğlu’nu nasıl bulduğuma?

Bilindiği gibi bir süre önce Merve Kavakçı’nın çevirmen kızına CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Hanım kız” demişti de AKP’nin hakaret ile eleştiri sınırlarında gidip gelen tayfası bunu hakaret, küçümseme olarak nitelemiş, ortalığı ayağa kaldırmıştı.

“Sürtük” sözcüğüne ses çıkarmayanların çifte standardı malum; inanır mısınız, bir benzerini ‘Bülbülü Öldürmek romanında rast geldim.

Mahkemede yalancı tanıklık yapan, zencinin saldırısına uğradığını öne süren kıza, zenciyi savunan beyaz avukat, “Demek söylediniz ha, söylediniz küçük hanım” sözlerine karşılık “Benimle alay etmeye devam ederseniz tek kelime konuşmam” diye karşılık verdi.

Yargıç alayın ne olduğunu sorunca da “Bana küçük hanım demeye, Bayan Mayella devam ettiği sürece” diye yanıt verdi.

Yargıç şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı:

Yıllar yılı bu mahkemede birlikte çalıştık. Bay Finch herkese kibar davranır. Seninle alay etmeye çalışmıyor, kibar davranmaya çalışıyor. Merak ettim, acaba hayatında hiç ona ‘Küçük hanım’ ya da ‘Bayan Mayella’ diyen olmuş mudur; sıradan bir kibarlığı hakaret saydığına göre hiç olmamış demek ki!”

 

****

 

Bu yazının dipnotu: Kemal Kılıçdaroğlu benzetmenin bir başka nedeni şu, 1960’lı yıllara kadar ırk ayırımının yapıldığı Amerika’da Obama adlı zenci başkan seçildi. Biz, bir Alevi’nin cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayabilecek miyiz acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar