Sabahattin Ali yaşasaydı!

114 yıl yaşında olacaktı.
Oysa bu dünyada sadece 41 yıl geçirdi ve pek çok yapıt bırakarak erken yaşta faili meçhul cinayete kurban gitti.
O hiç kimseye kötülük yapmadı; sadece kalemini kullandı, öykü, şiir, roman yazdı.
Zaten şu sözleri söyleyen kötülük yapabilir mi?
“Bana ne kadar kötülük yapılırsa yapılsın kimseye saygısızca gitmedim. Aram bozuk olsa bile birinin bana ihtiyacı olsa hiç düşünmeden giderim ama görüyorum ki saygının sevginin hatta şefkatin bile iyileştiremeyeceği insanlar var."
 
***
 
Türk edebiyatının doruklarındandır Sabahattin Ali.
Şiir, hikaye ve roman dalında eser veren ender yazarlardan biridir.
Almancadan yaptığı çevirilerin yanı sıra "Esirler" adlı oyunla, tiyatro alanında da boy göstermiştir.
"Aldırma gönül aldırma", "Leylim ley" gibi şiirleri türkülere konu olmuş, pek çok kuşak Zülfü Livaneli'nin bestelediği bu muhteşem türkülerle coşmuştur.
"Değirmen", "Kağnı", "Ses" ve özellikle tek parti döneminin CHP'sinin eleştirildiği "Sırça Köşk" Türk hikayeciliğinin en önemli yapıtlarındandır.
 
**
 
Genç yaşında (41) öldürülmeseydi, Türk edebiyatına ölümsüz başka yapıtlar da kazandıracaktı.
 
Ne yazı ki, 'Tek Parti' döneminin baskıcı ortamından kaçmak için Bulgaristan sınırında faili meçhul cinayete kurban gitti!
 
**
 
Sabahattin Ali'nin öykülerinin yanı sıra romanları da Türk edebiyatının baş yapıtları arasındadır.
‘Kürk Mantolu Madonna’, ‘İçimizdeki Şeytan’ ve ‘Kuyucaklı Yusuf’, onun genç yaşında yazmayı başardığı üç önemli romandır.
Bugün en çok satan kitaplar arasındadırlar.
 
**
 
Romanlarının ilki, 1937 yılında yazdığı Kuyucaklı Yusuf’tur.
Sabahattin Ali'nin öğretmenlik yaptığı Aydın'ın Kuyucak köyünde (bugün orası ilçe) başlayan öykü, yazarın memleketi Edremit'te son bulur.
Zeytinli, Akçay, Burhaniye, Ayvalık, Güre romanın mekanları arasındadır.
 
**
 
Sabahattin Ali’nin ilk romanında aile ilişkileri, aşk, cinayet, namus meselelerinin arka planında dönemin egemen güç ilişkilerini vardır.
Nitekim kitabın giriş yazısında Ahmet Oktay, "Bu coğrafyada insanal ilişkiler, ister istemez, egemen toplumsal kesimlerin, yani eşraf ve mütegalibenin ekonomik gücünden olduğu kadar bu güç sayesinde edinilmiş bireysel gücün baskıcı uygulamalarından" söz eder.
 
**
 
Roman bittiğinde yarım kalmışlık hissi yaratır sizde…
Sabahattin Ali yaşasaydı, belki de Yaşar Kemal'in İnce Mehmet'i gibi Kuyucaklı Yusuf'un devamını yazabilirdi.
Ne yazık ki bu topraklar, büyük yazara, yeni romanlar yazma şansı vermedi!

Önceki ve Sonraki Yazılar