Perinçek: ‘Türkiye’nin öncelikli sorunu, demokrasi değil’

Perinçek: ‘Türkiye’nin öncelikli sorunu, demokrasi değil’

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek Suudi Arabistan’ın en büyük gazetelerinden Al Yaum’a, Türkiye’nin dış politikası ve bölgesel konularla ilgili demeç verdi.

• Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin dış politikalarına yönelik uluslararası ve Avrupa saldırılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

YANIT: Türkiye, Atlantik sisteminden ayrılıyor ve yükselen Asya uygarlığı içindeki konumuna yerleşiyor. Ülkemiz, ABD’nin Türkiye’yi bölme, sözde “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail Devletçiği kurma planını bozdu. Öte yandan Türkiye, Doğu Akdeniz’de Mavi Vatanını savunuyor, egemenliğine ve enerji kaynaklarına sahip çıkıyor. Bunlar, uluslararası ve Avrupa saldırılarının, baskısının ve Türkiye'ye yönelik tehditlerin nedenleridir.

• Türkiye'nin Kuzey Suriye'ye müdahalesinin nedenleri nelerdir?

YANIT: Türkiye, kendi vatan bütünlüğünü korumak ve terörü temizlemek için Suriye ve Irak’ın kuzeyinde askerî harekâtlar yaptı. Bu harekâtlar, ABD ve İsrail’in güdümündeki terör örgütlerini etkisiz hale getiriyor ve aynı zamanda Suriye ile Irak’ın toprak bütünlüğüne hizmet ediyor ve İran üzerindeki ABD baskısını zayıflatıyor. Biz Vatan Partisi olarak, Suriye’nin kuzeyindeki harekâtın PKK’yı 32 kilometre güneye süpürmenin ötesinde, PKK’yı bitirmeye yönelik olmasını savunuyoruz. Bunun için Suriye ile işbirliği anahtar değerindedir.

• Peki, Libya'ya Türk askeri müdahalesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

YANIT: Türkiye, Doğu Akdeniz’de kendisinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ABD-İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ittifakına karşı egemenliğini, doğal kaynaklarını ve güvenliğini savunmak için Libya’nın meşru yönetimiyle işbirliği yapıyor.

• Türkiye uluslararası arenada ve bölgede dışlanmış durumuna geldi. Mevcut hükümeti değiştirmek için muhalefetin rolü nedir?

YANIT: Türkiye, Atlantik sistemi içinde kısmen dışlanıyor, ama hem bölgede hem de Asya’da gerçek dostlarıyla buluşuyor. Türkiye, ABD ve İsrail’in baskılarına karşı koyarak Asya’nın, Afrika’nın ve ABD’ye direnen Avrupa güçlerin dostluğunu ve güvenini kazanıyor. Bu açıdan Vatan Partisi’nin önderlik ettiği vatansever muhalefet, Ak Parti Hükümeti üzerinde, Türkiye’nin Asya’daki konumuna yerleşmesi ve Suriye, Irak, İran, Rusya, Çin ve diğer Asya ülkeleriyle işbirliğinde kararlı ve tutarlı siyasetler geliştirmesi yönünde etkili oluyor. Bir de ABD projelerine teslim olan CHP merkezli muhalefet var. Ak Parti’den ayrılan Abdullah Gül, Babacan ve Davutoğlu yanında PKK/HDP, İyi Parti ve Saadet Partisi, CHP’nin kanatları altında toplanıyorlar. Bunlar, Atlantik projelerine bağlılar ve Türkiye’nin yeniden ABD denetimi altına girmesi için gayret gösteriyorlar. Fakat başarmaları imkansız. Çünkü ABD, silahlı güçle, darbeyle veya diğer yollardan Ankara’yı ele geçiremez. Türkiye, yeniden ABD denetimine dönmeyeceği bir sürece girmiştir.

• Türk muhalefeti, Erdoğan'ın rejiminden gelen susturma çabalarına ve baskılarına karşı ne yapıyor?

YANIT: Tayyip Erdoğan yönetimi, Türkiye’de ABD güdümlü PKK ve FETÖ’yü susturma ve baskı siyaseti uyguluyor. Bu siyaset, Vatan Partisi’nin siyasetidir ve Türkiye’nin ABD baskısından, darbe girişimlerinden ve tertiplerinden kurtulması için zorunludur.

• Belediye seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin düşüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

YANIT: Ak Parti, borçlanma ekonomisinin getirdiği ekonomik kriz nedeniyle oy kaybediyor. Halk, iflaslar, işsizlik ve yoksullaşma nedeniyle “Böyle gitmez” diyor.

• Türkiye'yi demokratik bir hayata itecek alternatif bir parti var mı?

YANIT: Türkiye’nin öncelikli sorunu, demokrasi değil, Üretim Devrimi ve güvenlik merkezlidir. Her iki sorun da, ABD dayatmalarından kurtularak çözülür. “Demokrasi” ve “özgürlüğü” öne çıkaranlar ise, ABD güdümlü PKK’nın ve FETÖ’nün hapislerden kurtulmasını ve özgürleşmesini istiyorlar. Türkiye’nin Üretim Devrimini başarması ve güvenliğini sağlaması, Avrasya ikliminde Üreticilerin Millî Hükümeti’nin oluşturulmasıyla olur. Ak Parti Hükümeti, Türkiye’nin sorunlarını tek başına çözemez. Üreticilerin Millî Hükümeti, milletin ve üreticilerin en geniş güçlerini seferber eder ve zorlukları paylaştırır. Vatan Partisi, bu hükümetin oluşturulmasında programı, siyasetleri ve yetenekli kadrolarıyla belirleyici rol oynamaktadır.

• Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi Erdoğan'ın partisini yenebilir mi?

YANIT: Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül/Babacan’ın kuracakları partiler, Ak Parti saflarından önemli güç koparamayacaklar, ancak bunlar CHP eksenli Atlantik ittifakına katılarak Tayyip Erdoğan yönetimini indirme planı içindeler. Buna karşı Türkiye’nin Millî güçlerinin çözümleri var elbette.

• Erdoğan rejiminin Türkiye'de Müslüman Kardeşlerin üyelerinin ve liderlerinin bulunmasındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

YANIT: Tayyip Erdoğan yönetimi, Müslüman Kardeşler dayanışması çizgisinde başarılı olamaz. Rusya, İran, Irak, Katar ve Suriye ile ittifak eden Türkiye, Müslüman Kardeşler dayanışması yürütemez. Bu siyaset geçersizdir.

• Türkiye, Katar ve İran neden kötülüğü ve krizleri bölgeye yayan bir merkez olarak sınıflandırılıyor?

YANIT: Türkiye, Katar ve İran, bölgeye kriz ihraç etmiyorlar, tersine ABD-İsrail kaynaklı terör ve istikrarsızlığa karşı bölgede barış ve güvenliğe hizmet ediyorlar. ABD, Batı Asya’da yenildi. 2017 Eylül ayında sözde Kürdistan, aslında İkinci İsrail devletçiğini ilan etme amacıyla Barzanistan’da yapılması planlanan referandum girişimi bozguna uğradı. Batı Asya ülkelerinin birliği ve silah kullanma iradesi başarılı oldu. Batı Asya ülkelerinin birleşmesi ve ABD’ye silahla karşı koyması savaş tehlikesini önleyen etkendir.

• Erdoğan'ın Mısır'a karşı düşmanlığı, Cumhurbaşkanı Sisi'nin Müslüman Kardeşler'in iktidarını devirmesiyle mi ilgili?

YANIT: Vatan Partisi, Mısır ile ve Başkanı Sisi ile dostluk ve işbirliği siyasetini savunuyor. Ak Parti’nin bu konudaki yanlış siyaseti yürümez. Çünkü Türkiye Doğu Akdeniz’de Mısır ile hem doğal kaynakları değerlendirmek hem de güvenlik alanında işbirliği yapmak durumundadır. Mısır’ın da çıkarı bu yöndedir. İsrail ile Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin ABD patronluğu altında Doğu Akdeniz’i yağmalama planları, Mısır’ın çıkarlarına da karşıdır. Bu koşullarda Tayyip Erdoğan yönetimi Mısır’ın dostluğunu kazanma çizgisine girecektir. Rusya ve İran’ın da eğilimi bu yöndedir. Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesi için, her iki ülkenin ABD-İsrail baskısına ve tehditlerine karşı yakınlaşması, önümüzdeki gündemdir.

• Ciddi ekonomik krizleri hesaba katarak Türkiye'nin geleceği ile ilgili beklentileriniz neler?

YANIT: Türkiye, Üretim Devriminin arifesindedir. 1980 yılında Türkiye’de Amerikancı Darbeyle yürürlüğe konan “Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme Programı” iflas etmiş bulunuyor. O program üreticiyi “kambur” ilan etmişti ve Türkiye’yi borca batırdı. Türkiye, “Üretici baş tacı” felsefesiyle sorunlarını çözecektir. Bu amaçla kısa vâdede zorlukları paylaştıracak ve orta vâdede bereket getirecek Üretim Ekonomisi zorunludur ve kaçınılmazdır. Üreticilerin Millî Hükümetinin kurulması önümüzdeki gündemdir. O hükümette Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Ak Parti de olacaktır. Ancak tek başına Ak Parti yönetimi dönemi arkada kalmak üzeredir.

• Osmanlı İmparatorluğu'na dönüş ve özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını kazanan ülkelerin işlerine karışma fikrinin destekçisi misiniz?

YANIT: “Osmanlı İmparatorluğu’na dönüş” programı, ABD-İsrail eksenli idi. Amaçları, Türkiye ile bölge ülkelerini karşı karşıya getirmek ve Atlantik denetimini sürdürmekti. Ahmet Davutoğlu bu projenin adamıydı, ancak Başbakanlıktan uzaklaştırıldı. O zaman ABD’nin yarı resmî organı Foreign Policy “Amerika loses its man in Ankara” başlığını attı. Türkiye, ABD denetiminden kurtulup bölge ülkeleriyle dostluk siyasetine girdiği için, “Osmanlı İmparatorluğu’na dönüş” programı artık geçersizdir. Zaten Sünnî-Şiî kamplaşmasına hizmet etmesi nedeniyle uygulama şansı yoktu. Artık bölgemizde ülkeler, din ve mezheplerine göre değil, ABD-İsrail eksenine karşı tutumlarına göre kamplaşıyorlar.

• Sıradan Türk vatandaşı ne istiyor ve Erdoğan'ın dış ve iç politikasından memnun mu?

YANIT: Sıradan Türk vatandaşı, insanca yaşamak, işsizlikten kurtulmak, güvenlik ve huzur istiyor. Bu nedenle Tayyip Erdoğan’ın Borçlanma Ekonomisi çizgisinden çıkmasını umut ediyor. Güvenlik alanında ise, PKK’nın bölücü terörüne ve FETÖ’nün yobaz terörüne karşı başarıları kararlı olarak destekliyor. En önemlisi Türkiye’de ABD’ye karşı olanların oranı yüzde 90’ın üzerindedir. Bugün dünyada ABD emperyalizmine karşı tavrın en güçlü olduğu ülke Türkiye’dir. Türk milletinin başı dik yaşama ve vatanseverlik geleneği olağanüstü güçlüdür. Türkiye’nin geleceği üzerine yapılacak projeksiyonlarda dikkate alınacak öncelikli olgu budur.”

YURT HABER