Eğitimleri yarım kalan pandemi mağduru çocuk işçiler hayallerini anlattı

Eğitimleri yarım kalan pandemi mağduru çocuk işçiler hayallerini anlattı

Tarlada çalışan Özlem, sahip oldukları tek telefonun kırıldığını ve derslere giremediğini söylerken küçük Mustafa'nın ise “Okumak istiyorum” demesi yürekleri burktu.

Bu yıl koronavirüs nedeniyle uzaktan eğitime geçildiği için çocukların büyük bir kısmı tüm yılı çeşitli işkollarında çalışarak geçirdi. Şanlıurfa’dan kekik tarlasında çalışmak için Denizli’nin Pamukkale ilçesine giden çocuk işçiler konuştu.

Cumhuriyet'ten Kübra Köklü'nün haberine göre, 11 yaşında olan Özlem en büyük hayalinin öğretmen olduğunu söyleyerek “Ben tarlada çalışırken, arkadaşlarım oyun oynuyor ve derslerine devam ediyor. Elimizdeki tek telefon da kırılınca, derslere giremedik. Zaten burada ders çalışabileceğim bir yer de yok. Çadırda yaşıyoruz. Yağmur yağdığında çadırı su basıyor. Hiç oyuncağım yok. Bir bebeğimin olmasını çok isterdim. Okulumu ve öğretmenimi çok özledim. Büyüdüğümde öğretmen olmak istiyorum” dedi. 


 
8 yaşındaki Mustafa ise şunları söyledi:

“Bu yıl ilk defa okula gittim. Ancak birkaç kez gidebildim. Ben de ailemle beraber tarlada çalışıyorum. Bazen de iş sonrası tarlaya götürdüğüm oyuncaklarımla oynuyorum.

Tabletim, telefonum ve bilgisayarım olmadığı için Eba’ya giremiyorum. Tarlada çalışmak istemiyorum, okumak istiyorum. Tarlada çalışıyor olmasaydım, okulda olurdum” diye konuştu. 

İSA, POLİS OLMAK İSTİYORDU
İsa (15), ise şunları kaydetti:


 
“Urfa’da iş imkânı olmadığı için Denizli’ye geldik. Burada her işi yapıyoruz. Çalışmak zorunda olduğum için okula gidemiyorum. Çocuk işçi olmadan önce derslerim çok iyiydi, başarılı bir öğrenciydim. EBA’ya girmek için telefonum ya da tabletim yok. Şu an tüm sınıf arkadaşlarım da benim gibi çocuk işçi.

Onlar da benim gibi derslere giremiyor. Öğretmenimiz çocuk işçi olduğumuz için derslerde yok yazmıyor. Okuma hayallerimizden vazgeçip, ailemizin de kaderi olan güvencesiz tarım işçisi oluyoruz. Okuyabilseydim o zaman bu kaderi değiştirebilirdim.

Polis olmak isterken, çocuk işçi oldum. Para kazanabilmek için burada çadırlarda kalıyoruz. Yaşam koşullarımız kötü ancak buna mecburuz. Bizlere bayram yok, çalışmaya devam edeceğiz.”

2 MİLYONDAN FAZLA ÇOCUK İŞÇİ VAR
Çocuk işçiliği konusu üzerine çalışmalar yapan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) Ankara Temsilcisi Pınar Abdal, Türkiye’de son yıllarda çocuk işçiliğinin ve buna paralel olarak çocuk işçi ölümlerinin de arttığına dikkat çekti.


 
Abdal, şöyle konuştu:

“Çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak çocuk işçiliğin en az olduğu ekim ila aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor. Türkiye’de 2 milyondan fazla çocuk işçi bulunuyor. Türkiye’de derlediğimiz verilerde 5 yaşında tarım işçisi çocuk iş cinayeti var. Çocuk işçileri traktör ve kamyonet kasalarında çalışmak üzere götürüldükleri tarla yollarındaki trafik kazalarında, temiz suya erişmek için kullandıkları sulama kanallarında, barajlarda boğulma sonucu, sokaklarda çalışırken uğradıkları şiddet, araba çarpması sonucu, sanayide çalışırken makineye sıkışma ya da inşaatta çalışırken elektrik akımına kapılma, inşaattan düşme sonucu kaybediyoruz. Çocuk iş cinayetleri sermayenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılamak üzere yoksul ailelerin çocuklarını işçiliğe iten emek politikalarının, buna eklemlenen denetimsizlik ve cezasızlığın bir sonucu... ”