İstiklal Marşımızın Şairi Mehmet Akif’in “Kıssadan Hisse” şiirini bugünlerde yeniden hatırlamak gerekiyor… “…

Tarihi ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”

***

Tarafsızlık yemini etmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’ye yeniden üye olurken, CHP’yi “tarihini bilmemek”le suçluyordu. CHP tarihini biliyor ama bugün yapılan şey; tarihten ders çıkarmak değil, suyu tersine akıtma çabasıdır. Kulluktan vatandaşlığa geçiş ileri bir adımdır. Bunu sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’dir, Cumhuriyetimizin kurucularıdır. Bu ileri adımın üzerine, hukuktan ekonomiye eğitimden kadın haklarına kadar her alanda devrim niteliğinde düzenlemeler yapılmış ve Türkiye; o dönemin diğer tek adamlarının yol açtığı kıyımlardan uzak kalmış, Ortadoğu bataklığına da saplanmamıştır.

Bugün kuvvetler ayrılığını yok ederek, 1930’lardaki partili cumhurbaşkanlığına dönmek, tarih bilgisiyle açıklanabilecek bir durum değildir. Hele de bunu Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) “kanunsuz” kararına dayanarak yapmak, hiç değildir. Ve bugün geçici süreli de olsa Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı’nın yönetimi altındadır.

Dünyanın gelişmiş ülkeleri; demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini egemen kılarak, aklı özgürleştirerek bu seviyelere gelmişken, yasama, yürütme ve yargıyı tek adama bağlayarak, düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayarak “Güçlü Türkiye”ye ulaşılacağına inananlar, büyük bir yanılgı içindedir.

Tarih bunun ibretlik örnekleriyle doludur.

***

Yurt Gazetesi’ndeki 22 Mart 2017 tarihli ilk yazımın başlığı “Turizm daha kaç krizi kaldırabilir?” şeklindeydi ve yeni krizlerin kapıda olduğuna işaret ediyordu. Haklı da çıktık.

AKP hükümetlerinin sorumlusu olduğu “siyasi afetler” nedeniyle, sadece turizm sektörünün bir yılda 10 milyar dolar gelir kaybı yaşadığı dönemde; hiç ders alınmamış olacak ki; bu kez de bürokratlar eliyle turizm bir krizin eşiğine getirildi.

Antalya Valiliği “suçu önlemek” gerekçesiyle, Antalya’da açık alanlarda alkollü içecek tüketimine yasak getirdi. Suç ve alkol kavramları yan yana getirilerek yasağın il il yayılması, bir programın uygulandığının göstergesi gibi.

Ancak; ülkemizin ve özellikle de10 milyon düzeyinde turist ağırlayan, Türkiye’nin vitrini konumundaki Antalya’nın yasaklarla gündeme taşınması akla ziyan bir durumdur.

Turizm sezonunun en yoğun olduğu yaz döneminde geçen yıl sadece Antalya’da kayıtlı istihdam 70 bin azalmıştır. Bugün Türkiye’de her 4 gençten biri işsiz, 7 milyona yakın insanımız iş arıyor. Turizm barış ve özgürlük sektörüdür. Bunlar yoksa turizm de olmaz.

Yasaklarla turizmin birlikte yürüyeceğini, işsizliğin, yoksulluğun azalacağını düşünmek, büyük bir yanılgıdır. Bunların üzerine Başbakan’ın 2 trilyon dolarlık milli gelir hedefini okuyunca, insan aklıyla alay edildiğini düşünüyor.

Turizmi baltalayıp, tarımı bitirip, sanayi 4.0’ı ıskalayıp, beton biriktirerek mi ulaşılacak bu hedefe! Ders alınır mı?

Sanmam.

***

Ülkemiz; tek kişinin hırsı nedeniyle büyük bir savrulma yaşıyor.

Umalım ki; tarih tekerrür etmeden aklıselim galip gelsin.