Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

Büyük Birader Seni İzliyor!

George Orwell‘ın 1948 yılında yazmayı tamamladığı distopik eserde diktatör, otoriter-totaliter iktidarın bir devlet yönetimi ele alınmış…

Bireyselliğin ve duyguların yok edilmeye çalışıldığı, tek amacın iktidar partisine itaat olduğu bir dünya düzeni anlatılmış. Ülkede ki hakim ideolojinin hayatın her alanında katı kurallarla insanları yönetme çabası.

İnsan zihinlerinin yönlendirildiği, olmamış bir şeyi olmuş gibi yada geçmişte olmuş bir şeyi günümüzde hiç olmamış gibi karmaşık zihin oyunları ile partinin insanları baskılama ve yönlendirme çabası tek amaç.

Biraz hikayenin içeriğinden bahsedeyim.

Okyanusya ülkesinde yaşamak için hayatta kalmak için partinin kurallarına ve dayatmalarına uymak zorundasınız. Sizi izleyen kameralar evinizde, sokakta, iş yerinde, her yerde! Parti lideri Büyük Birader’in gözü sizin üzerinizde. Düşünce polisi her an her yerde sizi takip ediyor olabilir, aklınızdan geçenler düşünce suçu olabilir.

Partiye karşı gelemezsiniz, partinin söylediği her şey doğrudur ve mutlak itaat şarttır. Tüm bilgiler sadece parti tarafından verilmektedir inanmaktan başka şansınız yok. Teknoloji yok, bilim yok, sanat yok.

Tek amacınız partiye karşılıksız inanç, bağlılık ve sevgi. Sizi sadece bunlar hayatta tutabilir.

Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı…

İnsanlık tarihinin nasıl bir süreç içinde geçti ve bu sürecin aslında nasıl örgütlendiğini anlamak için önemli bir kaynak sanrım. Daha yaşanılır bir dünya umdu her zaman vardı…

Unutmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar